piiz

#EvdeRöportaj: Piiz

Aygün Akdağ

Karma’dan #EvdeRöportaj serisinin uzun zaman sonra ilk konuğu, Pure Challenge isimli cover yarışmasını da kazanmış olan, sahne performansları oldukça keyifli ve hepinizin bildiği gibi Vazgeç Gönül diyen meşhur grubumuz: Piiz!

Biz sorduk, o cevapladı; fakat her iki taraf da evindeydi. Çünkü Karma Türkiye ailesi olarak biz de #EvdeKal diyoruz ve sanat dahil bütün alanlarda hayatı daha sağlıklı sürdürmeyi hedefliyoruz.
Keyifli bir röportaja hazır mıyız?

• Öncelikle nasılsınız? Bu günlerde neler yapıyorsunuz? 

Muzaffer: Teşekkürler, çok iyiyim. Karantina günleri bolca müzik üretimini de beraberinde getirdi, günlük rutin toplu taşımalarda harcanan süreyi de cebimize kar koyduk!
Ahmet: Selamlar, iyi olmaya çalışıyoruz, olacağız diye de umut etmeye devam ediyoruz! 🙂 Bugünlerde ben elimden geldiğince müzik kayıt programı üzerinde çalışıyorum, ne kadar geç kaldığımın da farkına vararak… Neticede sonu hep üretime ve güzelliğe çıkıyor, umut da buradan doğuyor zaten.
Doğa: Teşekkür ederiz, gayet iyiyiz. Virüs sebebiyle çoğunlukla evde vakit geçirdik ve bunun artılarını kabullenmeye gayret gösterdik. Müziğimize uzaktan bakma fırsatı yakaladık ve üretimimizi arttırdığımız bir süreç oldu. Çoğunlukla yeni besteler ve projeler üzerinde çalıştık.

piiz

• Biz, sizi dinlemeyi çok seven bir ekibiz… Söyleyip çalarken, hem bizlere şarkıyı hissettiriyor, hem de kendiniz o şarkıyı yaşatıyorsunuz. Bunun bir sırrı var mı?

Muzaffer: İşini severek yapmak sanırım hissettirilen bir şey!
Ahmet: Bence samimiyetten bu… Kendi bestelerimizi de, cover şarkıları da düzenlerken, şarkıların ruhundan çalmadan üretmeye çabalıyoruz.
Emir: Öncelikle teşekkür ederiz… Her yeni oluşumda mutlaka bizim etkilenmemiz şart. Etkilenmeden sizde de tepki yaratamayız. Bu da samimiyete çıkıyor bence de.
Doğa: Üretim esnasında sınırlarımızı zorlamayı ve denemeler yapmayı çok seven bir ekibiz ayrıca. O yüzden o denemeler çok şey ifade ediyor bizim için… Sağ olun.

• Esas biz teşekkür ederiz, samimiyetiniz için… Peki, “Kardem” albümündeki “ Babam Sağ Olsun “ ve “Müdür” parçalarında anlatmak istediğiniz tam olarak neydi? 

Muzaffer: Müdür‘ün her cümlesi, memnun olmadığımız durumlar için birbirinden farklı birer isyan çığlığı! 2007 yılındayken “Artık daha fazla ne olabilir?” diye düşünürken yazmıştık. Daha fazlası da olabiliyormuş, 2020’de gördük.
Ahmet: Müdür, George Orwell – 1984 romanı gibi her dönem daha da haklı çıkan bir şarkı. İnanılmaz patroncu bir kuşağın kafasına kafasına vurmaya devam eden bir şarkı.
Doğa: Babam Sağolsun’un bir hikayesi var evet… Şarkıyı yazmadan önce karşıma çıkan bir ölüm haberi beni çok etkilemişti. Bir baba oğlunun cenazesinin yanında “Oğullar gömmeli babalarını, babalar değil!” şeklinde bir isyanda bulunmuştu… Bu beni gerçekten çok etkiledi.
Emir: Müdür şarkısı en fazla deşarj olduğumuz şarkılardan… “Ehh! Yeter artık n’oluyoruz?” dediğimiz bir dönemde, içimizdeki özgür çocuğu tutmadığımız anlardan birinde ortaya çıktı.

“Sanırım İstanbul biraz insana büyüdüğünü hatırlatıyor.
Yoksa ne güzel olurdu büyümemek…”

• Eski şarkılardan sonra, kişisel olarak yıllar öncesine gitmenizi istesek… Mesela nerede doğdunuz, nerede büyüdünüz ve en önemlisi; ne zaman anladınız büyüdüğünüzü?

Muzaffer: 1984 Antalya doğumluyum ben. 18 yaşından sonra Üniversite eğitimi için 2003 yılında Eskişehir’e taşındım. 10 yıl yaşadıktan sonra 2013 yılında İstanbul’a taşındım. Büyüdüğümü anladığım bir an olmadı, bu bir süreçti…
Ahmet: Eskişehir’de doğdum, büyüdüm. Büyüdüğümü İstanbul’da yalnız kaldığım bir süreçte anladım, büyümenin tüm güzelliklerini de tüm yara izlerini de taşıyarak Eskişehir’e döndüm.
Doğa: 1983 yılında Samsun’da doğdum. Aynı şekilde üniversite için Eskişehir’e gittim, 10 yıl sonra Piiz ile birlikte kariyerimize yön vermek için İstanbul’a taşındık. Hala İstanbul’da yaşıyorum. Küçük bir kızım var ve sorumluluğunu hissetmeye başladığımda artık hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını anladım! 🙂
Emir: Ben 1984 İstanbul doğumluyum. Üniversite için Eskişehir’e yerleşip Piiz ile tanıştıktan sonra aynı nedenlerle İstanbul’a geri döndüm. Büyüdüğümü güzel kızımı kucağıma aldığımda hissettim ama onun sayesinde de çocukça yanlarım yeniden hayat buldu!
Mehmet: 1984 Adana doğumluyum. Ben de Eskişehir’e okumaya gidenlerdenim. Daha sonra Piiz ile tanışıp aynı zamanlarda İstanbul’a taşındım. Sanırım İstanbul biraz insana büyüdüğünü hatırlatıyor. Yoksa ne güzel olurdu büyümemek…

• 17 yıl önceki Piiz’e bir not bırakacak olsaydınız, ne derdiniz?

Muzaffer: Daha çok çalış, üret. Daha fazla ilim irfan sahibi ol.
Ahmet: Eğer bu işi hakkıyla yapmak istiyorsan; ilk etapta temelini sağlam tut, öğrenmekten kaçma, sürekli kulağında kulaklık, elinde enstrümanın olsun! En önemlisi içinden tam olarak nasıl geliyorsa -hiçbir yapımcı, menajer, prodüktör dinlemeden- öyle yap. Daha sonra ufkunu açmak için birilerine teslim ol. Yaptığın işin tüm inceliklerini öğren, samimiyetten vazgeçme. Emeğinin hakkını da kimseye teslim etme.
Doğa: Eğer müzisyen olmak istiyorsan; mutlaka yeni şeyler dinle, sürekli egzersiz yap,  her gün mutlaka zamanın bir parçasında müzik olsun ve çok çalış.

• Peki ya 17 yıl sonrası? 

Muzaffer: Umarım pişmanlıkların fazla sayıda değildir.
Ahmet: Umarım yolundan dönmemişsindir, çünkü unutma; dönersek kaybederiz…
Doğa: Güzel günlerdi.
Emir: Kuru Çeşme Arena Konseri iyi geçmiştir umarım! Gerçek mutluluğu ve başarıyı yakalamışsındır diye hayal ediyorum. Başarıdan kastım öz tatmin…
Mehmet: Öncelikle sağlıklıyızdır umarım! 🙂 Hala sahnedeysek zaten doğru yoldayızdır.

Bana gerek cennet değil
Sensiz cennet yanık kokar
Çiçek açmış olay değil
Çiçek zaten sende açar
Çiçek zaten yine sen kokar…

• Ekibin en üşengeci, en çok yemek yiyeni, en uykucusu ve en enerjik insanı kim?

Muzaffer: Zaman zaman bunların hepsi benim.
Ahmet: En üşengeci bence Emir! 🙂 En çok yemek yiyeni de Mehmet olabilir. En uykucu da maalesef bence Emir! Adam kızarsa bana sebebi sizsiniz…
Doğa: Ahmet doğru tahmin etti sanırım!

• Müzisyenlik dışında başka bir mesleğiniz oldu mu?

Muzaffer: Birbirinden farklı işlerde çalıştım; henüz meslek edinmedim.
Ahmet: Ben bi’ dönem metin yazarlığı yaptım İstanbul’da, şu anda da 5 masalı ufak bir meyhanem var Eskişehir’de. Piiz’e devam! 🙂
Doğa: Benim de Kadıköy’de Bitro adında bir kafem var. Onun dışında tüm hayatım müzik!
Emir: Ben de çeşitli işlerde çalıştım. Şu aralar bir organizasyon şirketinde çalışıyorum.
Mehmet: Ben sipariş üzerine kişiye özel sahne kulaklığı tasarlıyor ve yapıyorum… Elektrik ile ilgili olan tüm işlerle çok ilgiliyim. Bana bir kalem pil bir de tahta verin size klima yapayım 🙂 Onun dışında Piiz.

“Her aşk biraz kırıktır bence.”

• Kırık bir aşk hikayeniz oldu mu?

Muzaffer: Her aşk biraz kırıktır bence.
Ek olarak; kusursuz cinayet de yoktur tabii.
Ahmet: Oldu, herkesin olmuştur elbette, kırıklar, çıkıklar olmasa nasıl insan olalım…
Doğa: Evet oldu ve biz olduk yaşadıklarımız sayesinde. 

Belki başka bir yer başka zamanda
Yine bulurum sevdayı
Saçları senin gibi olmaz, gözleri belki yeşil değil
Ama bu defa bu son olacak
Aşka dair ne var ne yoksa al giderken!

• Her şeyi bırakıp uzaklara gitmek mi? Yoksa eve geri dönmek mi? Ve neden?

Muzaffer: İkinci şıkkı çok seviyorum ama ilkini daha iyi yapıyorum.
Doğa: Ben halimden memnunum.
Ahmet: Her şeyi bırakıp uzaklara gitmeyi her an, her saniye düşünüyorum ama kendi iç çatışmam ve çevrem sürekli “Piiz senin çocuğun, onu bırakıp nereye gidiyorsun?” cevabıyla son buluyor. Evime de dönemiyorum çünkü tam bir aidiyet duygum yok, hayatımız yollarda geçti… Otel odaları hariç ait hissettiğim bir yer yok.

• Söylemeyi en çok sevdiğiniz şarkınız hangisi?

Muzaffer:Ekim Öyküsü”, “Tek”, “İtiraf”, “Kısmen Renkli” albümünün tamamını seviyorum sanırım.
Ahmet: Ben “Zehir”, “Deniz Üstü Köpürür” ve “Human” şarkılarını çalmayı çok seviyorum… Seyirciyle bütün olduğumuz tüm şarkıları seviyorum aslında.
Emir: Müdür”, “İntihar Süsü”, “Human”… Grubun sesi olduğum için aslında çoğu şarkıyı severek okuyacağım formlara getiriyorum. 🙂
Doğa: “İntihar Süsü”, “İtiraf”, “Hadi Denizim”, “Müdür” ve “Deniz Üstü Köpürür” başlıca sayabildiğim şarkılar. 

• Sahnede şarkı sözlerini unuttuğunuz oldu mu?

Emir: Olmaz olur mu? Ne kadar konsantre olmaya çalışsanız da sahne üstü başka bir büyü… Çok fazla duygu geçişinin olduğu bir yer, kusurları da kaldırabilen bir yer haline getirmek mühim olan. O yüzden aşırıya kaçmadan, sorun haline getirmeden üstesinden gelmeye çalışıyorum.

• Cover yapacağınız şarkıları seçerken nasıl seçiyorsunuz? Neye göre?

Muzaffer: Bence ilk ölçüt; dinlemeyi çok sevmek, ardından kendinde bir şeyler bulmak, son olarak da kendinden bir şeyler katıp hayal ettiğin forma sokmak…
Doğa: Kesinlikle ilk önce dinlemekten keyif aldığımız şarkıları seçiyoruz, kim “bu şarkıyı yeniden yorumlayalım” diyorsa mutlaka kafasında bir ufak aranjman ile geliyor, biz de üretime dahil oluyoruz.

• Yeni albüm ve yeni projeleriniz var mı?

Muzaffer: Nisan ve Haziran aylarında iki teklimiz yayınlandı. Yeni tekli yolda. Ek olarak akustik albüm kayıtları devam ediyor, sene içinde umarım o da yayında olur.
Emir: Sanırız en çok üretimin olduğu ayları yaşıyoruz. 2020, 2021 dönemlerinde bolca tekli ve proje paylaşacağız

• Karma Türkiye okurlarına söylemek istedikleriniz var mı? 

Muzaffer: Takipte kalın, sevgiler…
Ahmet: Karma’ya inanın, Karma’yı okuyun.
Mehmet: Karmasız düzen olmaz! 🙂
Doğa: Şimdiden tüm ekibe ve okurlara teşekkür ederiz.
Emir: Yeni projelerde görüşmek üzere, takipte kalın, Piiz ile kalın! 🙂

Çok teşekkürler!

Yorum Yaz

Diğer Yazılar

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanıyoruz. karmaturkiye.com'u kullanarak çerezlere izin vermiş olursunuz.

Tamam