Taha Gürbüz

Müzikalitesiyle Öne Çıkan, Yetenekli Sanatçı: Taha Gürbüz

Ayşe Aslıhan

Taha Gürbüz ismini daha önce duydunuz mu? Eğer onu hiç dinlemeyen şanssız kesimdenseniz; tüm çalışmalarına; sözleriyle kalbe, bestesiyle ruha dokunan şarkılarına bir an evvel kulak vermelisiniz! Çünkü Taha Gürbüz, hem çok yetenekli bir sanatçı, hem de müzik emekçisi bir öğretmen…

Karma Türkiye olarak; geçmişi, gelecek adına hayalleri ve tüm müzikal yönleriyle onu daha iyi tanımanızı ve anlamanızı sağlayacak sorularla, Taha Gürbüz ile şahane bir röportaj gerçekleştirdik. Çaylarınız, kahveleriniz hazırsa; başlıyoruz!

Okumanıza keyifle eşlik etmesi adına, Taha Gürbüz’ün “İhtimal” şarkısını dinlemek için sizi şöyle alalım:

“Müzik, içgüdüsel bir yolculuk.”

  • Taha Gürbüz… Çocukluğundan beri müzikle ilgilenen, yeteneği ve ilgisi doğuştan gelen bir sanatçı! Taha Gürbüz’ün hatırladığı ilk müzikal anı nedir acaba? Hangi olayla “evet, benim böyle bir becerim var” diyebildi?

İlkokulda babamın eve bir akordeon alması ve aldığı gün, benim onda melodiler çıkarmaya gayret edişim geliyor aklıma… Bir gün sonra okul gidememiştim; kolum tutulmuştu! 🙂

Müzikle iletişim kurabildiğinizi anlamanız biraz içgüdüsel bir yolculuk. Kendinizi saatlerce onunla uğraşırken buluyorsunuz… Ne kadar zaman geçtiğinin bir anlamı kalmıyor. Bu yüzden “evet, böyle bir becerim var” duygusu, müziğe tutkuyla bağlanma ile kendini belli ediyor.

  • 2008 yılından beri sahnelerdesiniz. İlk grubunuzun adı Plaket, sonra ise Jilet… Birçok başarılı işe imza atmışsınız… Öncelikle, -eğer özel değilse- gruplarınız niçin dağıldı? Sizin tercihiniz miydi? Sizin tercihiniz ise, niçin?

Öncelikle şunu söylemeliyim: Eskisi gibi grupların dağılması ve birleşmesi konusunu çok özel bulmuyorum. Hayat, istekler, niyetler, insanları zaman içinde farklı yollara yönlendirebilir… Bu da çok doğal, hayatın içinden bir şey.

Plaket ile başlarsak, daha çok küçüktüm. 22-23 yaşları, insanın birçok şeyi bildiğini sanıp, bilmediği bir dönem… En azından ben öyleydim. 🙂  Yani tecrübesizlikti sebep.

Jilet, ben askerden geldikten sonra kurduğumuz bir grup. Orada ise tamamen müzikal olarak bambaşka şekilde düşündüğümüz için ayrıldık. Ama arkadaşlığımız baki kaldı.

“İlham kaynağım, hayatın seyri.”

  • Ayrılışların ardından, Solo müzik kariyerinizle beraber sizi daha çok duymaya başladık… Şarkılarınızın sözü müziği size ait ve üretiminiz hiç durmuyor!
    Bu yolculukta sizi motive eden nedir? Şarkılarınızın ilham kaynağını da soruyoruz bir bakıma…

Aslında 15-16 yaşlarımdan beri iyi kötü bir şeyler yazarım. Bir şeyler üretmek, bana iyi gelen bir şey. Köşelerde unuttuğunuz ya da kendinize unutturduğunuz karanlıklarınızı gün yüzüne çıkarmasından tutun da kendi kendinizle yüzleşmenize yol açan bir hal bu… İlham kaynağım, hayatın seyri.

  • İlk albümünüz “Manyak” 2017 yılında yayınlandı. Daha sonra single ve EP çalışmaları ile devam ettiniz… Bundan sonra yeni bir albüm var mı? Yoksa yayınlama stratejiniz aynı mı kalacak?

Yine mutlaka tekliler olacaktır… Ancak üzerine çalıştığım bir akustik albüm de var. Fakat bir tarih koymadım henüz, yavaş yavaş pişiyor. Bunun dışında akışa göre bir EP ya da albüm de yapabilirim. Hep birlikte göreceğiz, inanın ben de merak ediyorum. 🙂

  • Bir ‘cover’ planı var mı?

Geçmişte YouTube kanalımda yayınladığım birçok cover var. Onlardan bir iki tanesi var ki, gelecekte bir albümün içine girmesini istiyorum.

“Cemal Süreya ile tanışmak isterdim.”

  • Sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da da sahne alan bir sanatçı olarak, en çok hangi sahnenizde heyecanlanmıştınız?

Her konser öncesi insan heyecanlanıyor doğrusu. Birini seçmem mümkün değil!

  • Peki, gelmiş geçmiş tüm sanatçılar arasından birinin konserinde en önde olacaksınız dense… Kimin konserinde olmayı tercih ederdiniz?

Buna çok fazla isim sayarım, unuttuklarıma da ayıp olur. 🙂 Ama ilk aklıma gelenler The Beatles, Michael Jackson, Stevie Wonder, Bob Dylan, Leonard Cohen, Coldplay, Barış Manço, Cem Karaca, Sezen Aksu... Liste akıp gider, çok sanatçı var!

  • Ya bir şairle veya yazarla tanışacak olsanız, kimi tercih ederdiniz?

Cemal Süreya ile tanışmak isterdim.

  • Daimi olarak en çok dinlediğiniz ilk 3 şarkı?

Daimi olarak değil ama güncel 3 şarkı seçebilirim. 🙂

  • Ari Borakas – Lafıma Gücenme
  • Jacob Collier – He won’t Hold You
  • Thomas Azier- Talk to me
  • Son günlerde merakla ve ilgiyle dinlediğiniz ilk 3 müzisyen/müzik grubu kimler peki? Yeni çıkanlar olabilir, yurtdışından olabilir…

Türkiye’den Büyük Ev Ablukada, yurtdışından ise Greta Van Fleet ve Jacob Collier’ı merakla ve ilgiyle dinliyorum.

  • Şarkılarda ne kadar seçicisiniz? Kendinizin yazıp “olmadı galiba” dediğiniz şarkılar oluyor mu?

Çok fazla oluyor. Hatta bazen zaman kaybettiğimi düşünüyorum. Şarkının düzenlemesi konusunu bazen zamana yayabiliyorum. En içime sinen kıvama gelene kadar. ‘Olmadı galiba’dan ziyade direkt ‘Olmadı, iyi anlatamamışım istediğimi’ dediğim çok oluyor.

  • Önceliğiniz sözler mi, yoksa beste mi? Üretim sürecinizi anlatmanızı istesek, bize ne söylersiniz?

Bunun bir formülü yok. Bazen söz önce, bazen müzik, bazen ise her şey birlikte, yani düzenlemeyle beraber, ilerliyor… Örneğin son dönemde pandeminin yaşattığı sıkışmışlık yazdığım şarkılara fazlasıyla yansıdı. Son yayınladığım EP’de yer alan Fil, Kukumav Kuşları, Hasbelkader bunlara en iyi örnek olsa gerek.

“Hayatta en çok yapmak istediğim şey, müzik!”

  • Hayatta en çok yapmayı istediğiniz şey nedir ve sizce bunu gerçekleştirebildiniz mi?

Hayatta en çok yapmak istediğim şeyi yapıyorum, müzik! Üretmek ve paylaşmak. Bununla beraber, müziğimle mümkün olduğunca çok insana dokunmak…

  • Ya en çok özlediğiniz şey? Pandemi dönemi sebebiyle, konserleri özlemiş olmamız haricinde…

Bir kafede kitap okumak, bir şeyler yazmak, insanları izlemek… Terapi gibi.

  • En yakın sahne ne zaman? Detayları nereden öğrenebiliriz?

Bu pandemi döneminde sahneler zaten durmuştu. Biz de merakla bekliyoruz başlayacağı zamanı… Sosyal medya hesaplarımdan ve yakında hayata geçirmeyi planladığımız web sitesi üzerinden duyuruyor olurum mutlaka. Sizin de haberiniz olur. 🙂

https://www.instagram.com/p/CQHDVgtA6mM/
  • Son olarak, Karma Türkiye okurlarına bir motto / bir söz / bir dörtlük söylemenizi rica etsek…

Albert Camus’nün “Hiçbir şey, korkuya dayanan saygı kadar iğrenç değildir.” sözünü paylaşmak geldi içimden… Çok teşekkür ederim.

  • Biz teşekkür ederiz!

Taha Gürbüz’ün müzikal yolculuğunu keyifle takip ediyoruz.
En kalabalık sahnelerde buluşmayı dileyerek, sizleri sanatçının birbirinden güzel tüm şarkılarıyla baş başa bırakalım.
Hoşça kalın!

Yorum Yaz

Diğer Yazılar

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanıyoruz. karmaturkiye.com'u kullanarak çerezlere izin vermiş olursunuz.

Tamam