son cikis

Karma’dan İnceleme: Son Çıkış

gamzeerinc
Gitmek İsteyip Gidemeyenlerin Filmi:Son Çıkış

Başrollerini Deniz Celiloğlu ve Ezgi Çelik’in paylaştığı, ödüllü yönetmen Ramin Matin’in üçüncü uzun metrajlı filmi Son Çıkış bugün vizyonda! İstanbul’un keşmekeşinden bezmiş ve artık sabrının son noktasına gelmiş olan Tahsin’in hikayesini konu alan film bu haftanın dikkat çeken yapımları arasında. “Son Çıkış”, minibüsü metrobüsü, gökdeleni gecekondusuyla İstanbul’un en çirkin taraflarını sizi rahatsız edecek boyutta beyazperdeye taşıyor. N. Can Kantarcı’nın senaryosuna imza attığı filmin yapımcılığını ise Emine Yıldırım ve Oğuz Kaynak üstleniyor.

Önce fragmana göz atalım:

Metrobüs Dolu, Akbil Boş, Trafik Çok!

Son Cikis

Özel hayatı pek de yolunda gitmeyen, istemediği bir yaşamı sürdürmeye çalışan bir mimar Tahsin… Aslında İstanbul’da yaşayan ve metropolün tüm zorluklarıyla adeta savaşan herkes gibi biri. Üstelik güzel paralar kazanıyor fakat mutlu değil. Bir akşam yine bütün enerjisinin dibe vurduğu sıradan bir iş gününün sonunda, eski arkadaşlarıyla bir barda buluşuyor. Yıllardır görmediği Siren’le (Ezgi Çelik) yaptıkları sohbet, içindeki gitme arzusunu tetikliyor ve her şeyi bırakarak İstanbul’u terk etmeye karar veriyor Umutla çıkılacak bu serüven ise bir şehir kabusuna dönüşüyor. Bu macerada; absürtlükler, farklı insanlar, sıra dışı olaylar ve hiç bir şeyin göründüğü gibi olmadığı gerçeğiyle karşılaşır… Tahsin karakterini canlandıran Deniz Celiloğlu; ilk andan itibaren bıkkınlığın içindeki  alışkanlıkları, yoğun çalışma temposunda boş bulduğu her an yaşattığı hayalperestliği bize yaşatıyor. Celiloğlu; filmi sırtlayıp  onunla birlikte sokaklarda koşmamızı ve karşılaştığı insanları onun gözünden görmemizi sağlayan harika bir performans sergiliyor.



Şehri Dönüştüren İnsan Dönüşemiyor

Son Cikis (7)Son Çıkış filminde İstanbul’da yaşayanların ve şehirle mücadele eden herkesin yaşayacağı özdeşleşme, film bittiğinde de devam ediyor. Küçük bir cafe açmak, uzaklara gitmek, Ege’de veya Akdeniz’de sakin ve dingin bir yaşam sürmek, kendi ektiğin topraktan domates koparmak gibi hayallere güzel bir tokat da atıyor. Değişim kararını alıp, şehri terk eden ve geri dönen bir çok hikaye siz de duymuşsunuzdur. Dönüştüğümüzü düşündüğümüz ve eleştirdiğimiz bir çok noktayı kanıksıyoruz oysa. Bu kanıksamanın içinde gitme arzusu hiç sönmese de,  paradoksun büyük bir parçası aynı zamanda. Eylemsizlikle sırtımızda yükler biriktirsek de, harekete geçmek için belki de çok geç. Kaçacağımız  yer, dünyanın her neresi olursa olsun içimizde yaşayan hırslı, kibirli ve modern yaşama adapte olmuş insan, kendi kurduğu tuzaklar tarafından yutulmanın acısını çekiyor.

İkiyüzlülük Üzerine Çapraz Bir Sorgu

Eleştiri perspektifi  çok yönlü olan Son Çıkış filmi; insanla başlayan öyküyü şehirle dolu dolu harmanlayıp, ardından yine insana ve merkezde her daim insanın olduğunu söyleyen, sizi çapraz bir sorgunun ortasında bırakan etkileyici bir film. İkiyüzlülüğün kötücül gücünün nereye bulaştığı ise bir yerden sonra önem arz etmiyor. Siren’in anlattığı hayat ütopik bir masal olarak kalıyor. Çünkü şehrin kuralları ile evrimleşmiş insan bundan sıyrılamadığı müddetçe, suni bir aydınlanmanın gerçek olduğunu sanarak yaşamına devam ediyor. Tam da burada son yıllarda büyük ilgi gören kişisel gelişim yöntemlerinin, -ticari ve yüzeysel olarak yapanların- Hindistan’a gittim hayatı keşfettim geldim diyenlere de büyük bir yanıt veriyor.

Böyle mi olmalıydı?

Son Cikis arabaYolun sonu farklı olamaz mıydı? Belki de olurdu fakat filmin sonunda bizde bıraktığı duygu, dert ettiği şeyin “son”dan ziyade başlangıcın neresinde kaldığımızı düşündürmesi. Ne denli uyuştuğumuzu, değiştiğimizi veya gerçekten değişip değişemeyeceğimizi soruyor film. İşte o yüzden Son Çıkış’ı izleyin. İstanbul’da yaşamayanlar için abartılı gelebilir ancak hepsi gerçek. Hatta biz ekipçe filmi izlerken bir ara dönüp bu kadar değil ya! diye baktık birbirimize. Ancak o kadardı. Filmi izledikten sonra şehre bakmayı ve bu şehri insanların yarattığını hatırlayın… Son Çıkış’ı kaçırmayın, iyi seyirler…

 

 

Ramin Matin Hakkında
ramin matin

1977 yılında doğdu. Loyola Marymount Üniversitesi Sinema Bölümü’nden mezun olduktan sonra Bilgi Üniversitesi Sinema Bölümü’nde yüksek lisansını tamamladı. 2005’te kurulan Giyotin Film’in kurucu ortaklarındandır. İlk uzun metraj filmi “Canavarlar Sofrası”, (2011) Altın Portakal Film Festivali, Montpellier Cinemed Film Festivali ve Ankara Film Festivali’nde ödüller aldı. İkinci filmi “Kusursuzlar” (2013) ise Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Film ve En İyi Yönetmen ödülünü kazandı. Film, yurtdışında prestijli Busan Film Festivali’nde dünya prömiyerini gerçekleştirdikten sonra birçok festivalde gösterildi. AB desteğiyle yapılan İnsan Hakları Filmi “Kıyıdakiler”in (2016) 5 yönetmeninden biri olan Ramin Matin, şu anda iki uzun metraj film projesi üzerine çalışmaktadır. Yeni filmi “Son Çıkış” (2018) ile festival yolculuğuna başlayan Matin’in sonraki projesi ise yazar Hakan Bıçakçı ile beraber yazdığı ve geliştirme aşamasındaki “Buhar”dır.

Bir de harika bir bonus:”Bir Zamanlar Mollaarap” Söz&Müzik Barış Diri





Diğer Yazılar

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanıyoruz. karmaturkiye.com'u kullanarak çerezlere izin vermiş olursunuz.

Tamam