Zengin bir iş adamının oğlu olan Stefan Zweig, edebiyat eğitimine çocuk yaşta başlamıştı. İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Latince ve Yunanca öğrendi. Daha sonra Viyana ve Berlin’de felsefe okudu. İlk şiirlerini lisedeyken, Hugo von Hofmannsthal’ın ve Rainer Maria Rilke eserlerinin etkisiyle yazdı.
I. Dünya Savaşı’nda gönüllü olarak Viyana’da savaş karargâhında “Savaş Arşivi”nde memur olarak çalıştı. Savaştan sonra Salzburg’a taşındı. Salzburg’da geçirdiği yıllardır Zweig’ı edebiyatta doruğa tırmandırdı, en güzel eserlerini, kente ve Salzach’a yukardan bakan iki katlı, ağaçlar arasına gizlenmiş villada yazdı. Salzburg’da Avrupa’nın Düşünsel birliği için makale ve konferanslarıyla aşırılıklara karşı uyarıda bulundu. 1927’de Almanya’nın Münih şehrinde “Duygu Karmaşası”, “Yıldızın Parladığı Anlar” ve “Tarihsel Baş Minyatür” adlı kitapları yayımlandı.
1933’de, Hitler önderliğindeki Nazilerin yakmaya başladıkları kitaplar arasında Zweig’ın kitapları da yer alıyordu. 1934’de ülkeyi terk etmek zorunda kalan Zweig, Londra’ya yerleşti. Daha sonra Zweig burada kendini rahat ve güvende hissetmediği için Brezilya’ya yerleşti ve Brezilya’da ”Bir Satranç Öyküsü” adlı eserini yazmaya başladı.
Stefan Zweig, 1941’de Montaigne üzerine çalışmaya başladı ve “Dünün Dünyası – Avrupa Anıları” adlı otobiyografisini kaleme aldı. Avrupa’nın içinde olduğu durumdan duyduğu üzüntü ve düş kırıklığı Zweig’i karısı Lotte ile 22 Şubat 1942’de intihar etmeye çekti… Buna Hitler’in dünya düzenini kalıcı sanmasının verdiği karamsarlığın yanı sıra, kendi dünyasının asla bir daha var olmayacağı düşüncesi neden oldu.
Edebi Kişiliği
Bir aydın olarak da anılan ve savaş karşıtlığı ile bilinen Stefan Zweig, Nazilerin insanlık için yarattığı tehlikeyi “Çok büyük bir felakete sürüklendiğimizin farkında olduğunuzu sanıyorum. Edebiyat yaşamımız yok olacak” sözleri ile dile getirmiştir. Kitapların yakıldığı imha edildiği bir dönemde yazma işini bırakmayan Zweig, yaşamı boyunca oldukça fazla eser kaleme almıştır. Çok yönlü bir yazar ve şair olan Stefan Zweig, özellikle yazdığı biyografi kitapları ile önemli bir noktada durmaktadır. Biyografilerini yazdığı kişiler arasında Stendhal, Romain Rolland, Erasmus ve Nietzsche gibi öneli isimler bulunmaktadır.