Bağlama

20.Yüzyıl ‘ ın Halk Ozanları

Suna Simge Çakmak

 Türkiye’nin sözlü geleneğinde, bir ezgi ile söylenen halk şiirlerinin her çeşidine verilen ad. Türkü sözcüğü, Türk adının sonuna, ilgi eki olan “î” ekinin getirilmesiyle ortaya çıkmıştır. “Türkî”, Türk’le ilgili, Türk’e özgü anlamında kullanılır.Türkü, kendine özgü ve belirli bir ezgi ile söylenen, hece ölçüsüyle yazılan ve zamanla anonimleşen bir nazım biçimidir. Türküler ana dörtlüklerle, onu izleyen nakaratlardan oluşur. Türkülerdeki dörtlüklere (üçlük veya ikilik de olabilir) “bent” adı verilir. Nakaratlar ise halk dilinde “bağlama” ve “kavuştak” olarak adlandırılır. Kavuştaklar her ezgiden sonra tekrar edilen ikilik (ya da daha çok) dizelerdir. Türkü uzun yıllardan beri hayatımızda. Hayatımızda büyük bir yeri ve önemi var. İşte o türkülerin sahiplerinin yalnızca bazıları. Yurttan Halk Ozanları

Ali Ekber Çiçek (1935 – 2006)

Ali Ekber Çiçek
Halk ozanları

1935 yılında Erzincan’da dünyaya geldi.Babasını 1939 yılında Erzincan depreminde yitirdi. Küçük yaşlarda rençberlik yapmaya başladı. Bu sırada da bağlama çalmayı öğrendi.İlkokul öğreniminden sonra maddi olanaksızlıkladan dolayı öğrenim hayatını sürdüremedi. Ancak bunların hiç biri onu müzikten koparamadı. İstanbul’a yerleşti ve halk müziğinin önemli isimleri ile tanıştı. Askerliğinin bitiminden sonra TRT’ nin yapmış olduğu sınavı kazanarak, Muzaffer Sarısözen döneminde TRT Ankara Radyosu’na ve Yurttan Sesler Korosu’na girdi. Halk Ozanları’ ndan olacağını tahmin edemezdi herhalde yola başladığında.

35 yıldan fazla bir süre zarfı içerisinde 400 den fazla türküyü derleyerek geniş bir dinleyici kitlesine ulaştı. TRT arşivlerinde 54 eseri bulunan Ali Ekber Çiçek‘in türküleri ülkemizin türkücüleri tarafından da seslendirildi ve halen söylenmekte.

2003 yılının başlarında TRT Belgesel Programlar Müdürlüğü tarafından Ali Ekber Çiçek’in hayatını anlatan “Cahilden Uzak Dur, Kemale Yakın” isimli belgesel çekilmiştir.

26 Nisan 2006 tarihinde İstanbul’da hayatını kaybetmiştir.

Gurbet elde bir hal geldi başıma, geldi başıma
Ağlama gözlerim Mevla Kerim’dir
Derman arar iken derde düş oldum
Ağlama gözlerim Mevla Kerim’dir

Cem Karaca (1945 – 2004)

Cem Karaca
Halk Ozanları ‘ndan biri olan Cem Karaca 5 Nisan 1945 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. 5 yaşında annesi ve teyzesinin etkisiyle şarkı söylemeye başladı.  Sesini ilk olarak annesi keşfetti. Robert ve Kültür Koleji’nde okudu. Müzik hayatına amatör olarak “Dinamikler” ve “Jaguarlar” adlı müzik gruplarında başladı.
Halk Ozanları ‘dan biri olarak 1967 yılında profesyonel olarak Mehmet Soyarslan, Tümay Yalçınkaya, Timur Fildişi ve Ahmet Tuzcuoğlu ile birlikte “Apaşlar” grubunu kurdu. Aynı  yıl Apaşlar, Altın Mikrofon Yarışması’nda, sözlerin Erzurumlu Emrah’a ait olduğu ve Cem Karaca’nın müziklediği “Emrah” adlı besteyle ikinciliği kazandı. Cem Karaca, 1969 yılında Apaşlar grubundan  ayrılarak Seyhan Karabay’la birlikte “Cem Karaca- Kardaşlar” topluluğunu kurdu.  Yayınladıkları ilk 45’likleri “Dadaloğlu” ile listelerde iyi bir sıraya yerleşti.  1972’de bu gruptan da ayrıldı ve Moğollar’a geçti. 

Namus Belası, Gel Gel, Obur Dünya gibi hit parçalarla büyük başarılara imza attı. Cahit Berkay‘ın Moğollar’a uluslararası bir kimlik kazandırmak için Fransa’ya gitmesiyle, Cem Taner Öngür’le birlikte gruptan ayrılarak “Cem Karaca- Dervişan”ı kurdu. Dervişan’ın dağılmasından sonra ise Cem Karaca 70’lerdeki son grubu olan “Edirdahan”ı kurdu

 1979 yılında Almanya’ya gitti ve 12 Eylül 1980 sonrası Türk vatandaşlığından çıkartıldı. Yaklaşık 8,5 yıl Almanya’da yaşadıktan sonra 27 Haziran 1987 akşamı Türkiye’ye geri döndü ve yeniden Türk vatandaşlığına alındı. Ancak beklenmedik tepkiler aldı. Bu tepkileri almış olması pek de dert değildi onun için.

Solunum ve kalp yetmezliği nedeniyle 8 Şubat 2004 günü 59 yaşında hayatını kaybetti.

Beni siz delirttiniz evet
Evet, evet, evet
Siz delirttiniz beni, hiç kuşkum yok bundan eminim
Darılmaca yok ben bir deliyim ama beni siz delirttiniz
Beni siz delirttiniz

Musa Eroğlu (1944 – ….)

Musa Eroğlu

1944 yılında İçel’in Mut İlçesinde dünyaya gelmiştir. Orta öğrenimini Mut’ta tamamlamıştır. Küçük yaşlarda müziğe ilgi duyarak bağlama çalmaya başlamıştır. Arif Sağ ve Muhlis Akarsu ile birlikte başladığı, daha sonra Yavuz Top‘un da katılımı ile genişleyen “Muhabbet” seri albüm çalışmaları 1980 sonrasında Türk halk müziğinin geniş kitlelere yayılmasında önemli katkı sağlamıştır.

1998 yılında Kültür Bakanlığı’nca verilen Devlet Sanatçısı unvanını alan Musa Eroğlu, müzik çalışmalarına devam etmekte ve Kültür Bakanlığı’nda Halk Kültürleri ve Oyunları konusunda uzman ve araştırmacı olarak görev yapmaktadır.

Aşağıdan, yukarıdan
Yolun sonu görünüyor
Aşağıdan, yukarıdan
Yolun sonu görünüyor

Yorum Yaz

Diğer Yazılar

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanıyoruz. karmaturkiye.com'u kullanarak çerezlere izin vermiş olursunuz.

Tamam