Ülkemizde önemli eserler vermiş kadın yazarlarımızın kim olduğunu biliyor musunuz?
Adalet Ağaoğlu (1929 – …)
Kim istemez kendini beğenerek ölmeyi? Kendimi doğrulamış olarak ölmeyi ben de isterim. Her şeyde haklı bularak kendimi. Bütün haksızlıkları da başkalarına yıkarak.
Ölmeye Yatmak, 1973
20. asır Türk edebiyatındaki en önemli romancılarımızdan biri olan Adalet Ağaoğlu, 13 Ekim 1929’da Ankara’da dünyaya gelmiştir. Türkiye’nin; genç cumhuriyet, tek parti iktidarından sonraki yılları gibi önemli toplumsal dönemlerini romanlarında başarıyla işlemiştir. TRT kurulduktan sonra 1971’e kadar burada çalışan yazar dramaturg, çevirmen, program uzmanı gibi önemli işlerde yer almıştır. Eserleri Almanca, Hollandaca, Bulgarca gibi dillere çevrilen Ağaoğlu’nun yapıtlarında özellikle bireyin toplumsal kurum ve kuruluşların ikiyüzlülüğü karşısında yaşadığı psikolojik buhranlar, kadın – erkek ilişkileri, Doğu – Batı arasında kalmışlık, gençlik, aşk, başkaldırı gibi temaları görebilirsiniz. En meşhur eserlerinden biri Dar Zamanlar Üçlemesi’dir.
Sevgi Soysal (1936 – 1976)
Herkesler, her şeylerini çok şeylere harcıyorlar, tutsak kılıyor bu şeyler onları, hep onlara çarpıyorlar yaşantılarında.
Tutkulu Perçem, 1962
12 Mart’ın sillesini yiyen yazarlarımızdan biri de Sevgi Soysal’dır. Eylül 1936’da İstanbul’da doğan Soysal önce babasının, sonra da hukukçu olan eşi Mümtaz Soysal’ın işleri gereği yaşamının büyük bölümünü Ankara’da geçirmiştir. Ankara’da Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde Arkeoloji okuduktan sonra bir süre de Almanya’da eğitimini sürdürmüştür.
Leyla Erbil (1931 – 2013)
Dünyanın adaletli bir biçimde idare edilmesine kadar aşkımızı beklemek mi gerekecekti ? Siyaset bin kere değişebilir biz yaşarken.
Mektup Aşkları, 1988
12 Ocak 1931’de İstanbul’da dünyaya gelen Leyla Erbil, öğrencilik yıllarında İskandinav Hava Yolları’nda çevirmen ve sekreter olarak çalışmıştır.
Yazın dünyasıyla tanışması da aslında bu yıllara rastlar; zira öykülerini yayımlatmaya bir türlü cesaret edemeyen Erbil, çok sevdiği bir öyküsünü dostu Metin Eloğlu’na okutmuş ve onun da desteğiyle öykü yayımlanmıştır. Sonraki yıllarda dergilerde öykülerinin yayımlanması devam etmiş ve Erbil ilk öykü kitabı Hallaç’ı 1960’ta çıkarmıştır. 1974’te Türkiye Yazarlar Sendikası’nın da kurucularından olan yazarımız Tezer Özlü ile iyi bir dostluk kurmuş ve Özlü’nün vasiyeti üzerine mektuplaşmalarını “Tezer Özlü’den Leyla Erbil’e Mektuplar’’ adıyla kitaplaştırmıştır.
Tomris Uyar (1941 – 2003)
Zorbalık, günün modası gereği, başı çekiyor. Kaşıkla göz oymaktan, ırza geçmeye, linçe kadar!
Gündökümü, 1976
Daha çok öykü yazarı ve çevirmen olarak bildiğimiz Tomris Uyar; öyküleri İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça ve Lehçeye çevrilen isimlerimizden biridir. 15 Mart 1941 senesinde İstanbul’da dünyaya gelen Tomris İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Bölümü’nden mezundur. PEN Yazarları Derneği’nin bir üyesi olmuş olan yazarımız bilindiği üzere şair Turgut Uyarla evlenmiş ve ondan bir çocuğu dünyaya gelmiştir.
Tezer Özlü (1943 – 1986)
Şunu öğrenmelisin: Sen hiçbir işe yaramaz değilsin. Seni senden çalan toplumdur.
Kalanlar
“Türk edebiyatının gamlı prensesi’’ olarak nitelense de, bu yakıştırmayı ilk kim yapmıştır bilmiyorum ama bu pek doğru değil; zira Tezer Özlü tavsif edildiğinde ortaya bir çeşit “pamuk şeker’’ kıvamında bir şey çıkıyor. Oysa yazar haşindir, isyankârdır, arayıştadır.
Mîna Urgan (1915 – 2000)
Televizyona karşı olduğumu sanmayın. Hiçbir makinaya, hiçbir elektronik cihaza karşı değilim. Yeter ki, onlar insanları değil, insanlar onları kullanabilsin. Doğru dürüst yayın yapan, iyi konserler, güzel filmler, ilginç belgeseller, aptalca olmayan siyasal konuşmalar ve tartışmalar sunan aklı başında bir televizyon ne kadar yararlı bir şey olurdu.
Bir Dinozorun Anıları, 1998
1 Mayıs 1915’de dünyaya gelen Mîna Urgan Türk edebiyatının büyük yazarlarından biri olduğu gibi, çok önemli de bir çevirmenidir. Özellikle iki temel özelliği var ki; “İngiliz Edebiyat Tarihi’’ adlı kitabı, öğrenciler için de akademisyenler için de çok önemlidir. Diğer özelliğiyse; Thomas Moore, Shakespeare, Virginia Woolf gibi yazarlar üstüne yaptığı inceleme ve araştırmalar oldukça kıymetli görülmüştür. Balzac, Aldous Huxley, William Golding, Shakespeare’in eserlerini de çevirerek dilimize kazandırmıştır.