Türkiye bulunduğu konum, coğrafi ve toprak yapısı açısından oldukça fazla mağaraya sahip bir ülke. En çok da karstik oluşumlu damlataş mağaralarıyla ünlü. Birçok mağara gezilebilir durumda iken henüz kapalı olan mağaralar da mevcut.
Astım Mağarası, Mersin
Karstik oluşumlu mağaralardan biri de Astım mağarası. Mersin’in Silifke ilçesine bağlı ve Mersin’den 86 kilometre Silifke’den ise 23 kilometre uzaklıkta. Cennet-Cehennem çöküğünün 300 kilometre ilerisinde bulunuyor. Mağaraya demirden yapılan bir merdiven sayesinde iniyorsunuz. Her galeri birbiri ile bağlantılı bir yapıda. İlginç şekillerdeki dikitler ve sarkıtlar bulunan mağara ilginç bir görsellik sunuyor. Sarkıtlardan hala sular damladığı için yerler oldukça kaygan. Bu yüzden dikkat etmekte fayda var.
Mağaranın ışıklandırması oldukça iyi. Bunun yanı sıra astım adını almasının da tabi ki bir sebebi var. İçerideki nemli havanın astım hastalarına iyi geldiği düşünülüyor. Aynı zamanda dilek tutulan mağaralardan biri olduğu için diğer adı da Dilek Mağarası olarak geçiyor. Mağarada müze kart da geçerli.
Tekkeköy Mağaraları, Samsun
Samsun’un Tekkeköy ilçesine bağlı olan Tekkeköy Mağaraları, aynı zamanda Eski Taş Çağı’na uzanan arkeolojik bir sit alanı. Samsun merkez’den yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta bulunan mağaralara toplu taşıma ile ulaşım sağlayabiliyorsunuz.
M.Ö. 15.000-60.000 yıllarında kullanılan, büyük küçük birçok mağara topluluğundan oluşuyor. 1941 yılında başlayan kazı çalışmaları, vadide çok sayıda mağara, sığınak ve yerleşim yeri keşfediyorlar.
2013 yılında ziyarete açılan Tekkeköy Mağaralarının yalnızca 96.000 metrekarelik kısmı gezilebiliyor. Sit alanı ise toplamda 360.000 metrekare ve çalışmalar da hala devam ediyor.
1 Mart 2014 yılında açılan Tekkeköy Mağaraları Arkeoloji Vadisi Müze Evi de burada bulunuyor. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk imitasyon müzesi olmasıyla da öne çıkıyor. Müze de Rum evlerinden birinin restore edilmesiyle inşa ediliyor. Müzede mağaradaki yaşama dair birçok eser ve buluntuyu görmek de mümkün. Türkiye’de mutlaka görülmesi gereken mağaralardan biri bu sayede.
Cennet Cehennem Mağaraları, Mersin
Mersin’in Silifke ilçesine bağlı olan mağara, Türkiye’nin en bilinen mağaraları arasında yer alıyor. Cennet cehennem mağaraları, iki büyük çukurdan oluşuyor. Cennet çöküğü mağarası bunlardan biri. İçindeki yeşillik ve akarsu ile cenneti andırdığı için bu isim verilmiş. Derinliği 70 metreye kadar ulaşıyor. Mağaraya 452 taş basamakla iniliyor. Güneyinde yer alan girişinde küçük bir kilise de bulunuyor. M.S. 5. Yılda Aziz Paulus’un Meryem Ana’ya adadığı bir kilise olarak biliniyor.
Cehennem çöküğü mağarasına inmek ise mümkün değil. 128 metre derinliğindeki bu mağaraya ancak adrenalin tutkunları inebiliyorlar.
İnceğiz Mağaraları, Çatalca
Çatalca’ya 10 kilometre uzaklıkta bulunan İnceğiz mağaraları, M.Ö. 5500 yıllarında yaşama alanı olarak kullanılıyordu. M.S. 4. Yılda İnceğiz mağaraları manastır olarak kullanılmışlar. Hatta mağaralar içinde de bir kilise bulunuyor.
Mağaralar içerisinde gezerken tanıklık ettiğiniz eserler de oldukça ilginç. Kayalara oyulmuş mezar yerleri göze çarpan eserlerden. Buradan çıkan birçok eser ise İstanbul Arkeolojik Müzeleri’nde sergileniyor.
Mağaranın yakınında piknik alanı olarak kullanılan bir bölüm de var. Aynı zamanda Kemal Sunal filmlerinden birkaçında çekilen sahneler dolayısıyla Kemal Sunal mağaraları olarak da biliniyor. Hatta Tarken filmlerinin de birkaç sahnesine eşlik eden mağara aslında oldukça ünlü. Mağaraya girişler ise tamamen ücretsiz.
Cüceler Mağarası, Antalya
Antalya’nın Alanya’ya bağlı Demirtaş köyünde yer alan mağaraya Alanya’dan kalkan minibüslerle gidebiliyorsunuz. Yaklaşık yarım saat uzaklıkta bulunuyor. Alanya mağaraları arasında yer alan cüceler mağarası, yapısından çok hikayesiyle dikkat çeken mağaralar arasında yer alıyor. Osmanlı döneminde kesilen yüksek vergilerden dolayı halkın buraya küçükbaş ve büyükbaş hayvanları sakladıkları biliniyor. Ziyarete açılışı ise oldukça yakın bir döneme denk geliyor. 2012 yılında ziyarete açılan mağara 6 galeriden oluşuyor ve 155 metrelik bir alanı gezilebiliyor. Müze kart geçerli olmadığı için nakit para ile giriş yapmak gerekiyor.
Aynalıgöl Mağarası, Mersin
Diğer adı Gilindere mağarası, o çevrede yaşayan bir çoban tarafından tesadüf eseri bulunuyor. Mersin’in Aydıncık ilçesinde bulunan Sancak Burnu ile Kurtini deresi arasında bulunuyor. Mağaranın içerisinde bulunan gölün ilk 10 metresi tatlı su iken sonraki 10 metreden sonrası tuzlu sudan oluşuyor. Göle profesyonel dalgıçlar dalış da düzenliyorlar. Sarkıtlar ve dikitlerin doğal güzelliği dere içerisinde de devam ediyor ve mağara hem karadan hem de denizden ulaşılabiliyor. Bu açıdan da büyük bir avantaj ve muhteşem bir doğal güzellik sunuyor. Müze kart geçerli olmadığı için sadece nakit para ile giriş yapabiliyorsunuz.
Karain Mağarası, Antalya
Antalya’da yer alan mağara en büyük oluşumlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Antalya’nın 27 kilometre uzağında yer alan mağaraya ulaşım çeşitli toplu taşıma araçlarıyla oldukça kolay. Denizden yüksekliği yaklaşık 450 metre olan Karain mağarası, aynı zamanda Türkiye’nin en büyük gölleri arasında da bulunuyor.
Yapılan araştırmalara göre bölge 500.000 yıl öncesinde yerleşim yeri olarak kullanılıyordu. Geç roma dönemine dair izler de taşıdığı için, insanların yaşadığı Türkiye’nin en büyük mağaralarından biri olarak literatürde yer alıyor. 1946 yılından beri çalışılan mağaradan çıkarılan eserler, mağara yanındaki müzede ziyaretçilere sergileniyor.
Damlataş Mağarası, Antalya
Antalyaki mağaralar arasında en ünlülerden biri de Damlataş Mağarası. Damlataş mağarası her yıl yerli ve yabancı turistleri ağırlayan ve en çok ilgi gören mağaralardan biri.
1948 yılında, vapur iskelesi inşaatında kullanılan taş ocağında patlayan bir dinamit sayesinde ulaşılan mağara, bugün doğal güzellikler listesinde yerini almış durumda.
Mağara hakkında ilk araştırma yapan isim de Galip Dere. İkinci Dünya Savaşı yıllarında hastalanan Almanların mağaraya sığınmalarının nedenini araştırdıktan sonra mağaranın astım hastalarına şifa niteliğinde olduğu sonuca ulaşmıştır.
Muhteşem güzellikteki sütunlarına hayran kalacağınız ve sizi bambaşka bir dünyaya götürecek olan bu mağaraya bayılacaksınız.
Çal Mağarası, Trabzon
Dünya’nın en uzun ikinci mağarası olarak bilinen Çal Mağarası, sarkıt ve dikitler, şelalesi, göleti ile muhteşem bir doğal güzellik sunuyor ve kendisine hayran bırakıyor. Saklı bir cennet olan bu mağara Düzköy ilçesinin Çal beldesinde yer alıyor. Üzerinde kale bulunan mağaranın girişi ise oldukça geniş. Bu özelliği de mağaralar arasında öne çıkıyor. Yaklaşık 8 kilometreye kadar gidebilen mağaranın şu an için sadece 1 kilometresi gezilebiliyor. Fakat bu 1 kilometre alan bile her yıl binlerce turisti ağırlıyor.
Zeus Mağarası, Kuşadası
Kuşadası’nın en hareketli turistik yerlerinden biri de Zeus mağarası. Kuşadasın’nda yaklaşık 27 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Milli parkın hemen girişinde yer alan mağara, mitolojik öyküleriyle biliniyor. Adının birçok farklı mitolojik hikayesi var.
Kalkerli kayaçları yeraltı sularının aşındırmasıyla günümüz halini alan mağara içerisinde birçok küçük göl mevcut.
Ortalama sıcaklığı yaklaşık olarak 5 derece. Bu yüzden yaz aylarında Ege sıcağından kaçmak isteyenlerin de önemli kaçış noktalarından biri oluyor.