birmayıs

Emekçilere Selam Olsun: İşçi ve Emekçiyi Anlatan 7 Film

Aygün Akdağ

İlk kez 1856’da Avustralya‘nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçileri, günde sekiz saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesi‘nden Parlamento Evi’ne kadar bir yürüyüş düzenlediler. 1 Mayıs 1886‘da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bıraktılar. Chicago’da yapılan gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Luizvil’de6 binden fazla siyah ve beyaz işçi, birlikte yürüdü. O dönemde Luizvil’deki parklar, siyahilere kapalıydı. İşçiler, sokaklarda yürüdükten sonra hep birlikte Ulusal Park’a girdi… Her eyalet ve kentte, siyah ve beyaz işçilerin birlikte yaptığı gösteriler, gazeteler tarafından, ‘Böylece ön yargı duvarı yıkılmış oldu’ şeklinde de yorumlanmıştı. 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı, artık, işçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan; birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü! Dünya üzerindeki pek çok ülkede, resmî tatil olarak kabul edilen bugün, Türkiye’de ilk kez 1923’te resmî olarak kutlandı. 2008 Nisan’ında, “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kutlanması kabul edildi. Genellikle eylemlerle kutlanan bugün, #COVID19 gölgesinde kaldı. İşçi ve emekçi herkese destek olmamız gereken günlerden geçerken, sizler için 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı’na özel filmleri listeledik… İzlerken anlamanız ve gücünüze güç olması dileğiyle!

Direnişin tarihi, sömürünün tarihi kadar eskidir. Önce günde 12 saat, haftada 6 günlük çalışma takvimine direnir insanlar: sonra emeğinin karşılığını almak için, iş güvenliğini sağlamak için…
Hatta sonra insanca yaşamak için, yani aslında daha güzel bir dünya için!

“İşçiler Birleşin”: Maden

birmayıs

Kötü koşullarda işletilen bir maden ocağı, göçük altında kalan işçiler, koşulların iyileştirilmesi için mücadele eden devrimciler… Maden sahibi, işçileri yatıştırmak için göz boyayacak her yolu denerken, madenciler önce patronlarına sonra da bir türlü haklarını korumayan sendika ağalarına direneceklerdir. Her an ölüm tehlikesiyle burun buruna çalışan madenciler, filmin finalinde “İşçiler birleşin!” sloganıyla bir araya gelirken, “Maden” Altın Portakal’da En İyi Film Ödülü’nü aldı. Kütahya Tunçbilek’te çekilen filmde işçiler ve yöre halkı da rol aldı. Başrol oyuncularından Tarık Akan bu filmle birlikte yakışıklı salon erkeği tiplemesinden uzaklaşıp politik filmlere yöneldi.

Gazap Üzümleri 

birmayıs

ABD’de Büyük Buhran yıllarında fakirleşen Oklahomalı bir aile, doğup büyüdükleri Dust Bowl bölgesinden kuraklık, işsizlik ve ekonomik kriz nedeniyle ayrılmak zorunda kalır. Joad Ailesi, mevsimlik işler için çareyi Kaliforniya’ya gitmekte bulurken, yalnız değildir. Kaliforniya yoksullukla mücadele eden binlerce kişi için de bir kaçış durağıdır. John Steinbeck’in aynı adlı romanından John Ford’un sinemaya uyarladığı film, en iyi edebiyat uyarlamaları arasında sayıldı ve ABD Ulusal Film Arşivi’nin korunma altına alınması gereken filmler listesine girdi. Roman defalarca sinemaya uyarlanırken bu versiyonu iki kategoride Oscar kazandı.

Her Şey Yolunda

birmayıs

Çalıştığı radyonun Fransa muhabiri Suzanne ve eskiden Yeni Dalga’nın önemli yönetmenlerinden kocası Jacques bir sosis fabrikasına, fabrikanın müdürüyle röportaja gittiklerinde bir sürprizle karşılaşırlar. Grevdeki işçiler fabrikayı işgal edip müdürü rehin almıştır. Ama bu direnişten işverenleri de, sendika da memnun olmayacaktır. Fransız sinemacılar Godard ve Gorin bu filmde sol rüzgârların estiği 1968’ten birkaç yıl sonra, sınıf çatışmasına odaklanırken politik açıdan Marksist, biçemsel olarak da Brechtçi bir yapı kurdu. Film güçlü bir kapitalizm eleştirisi yaparken, işçilerin beklentilerini karşılayamayan sol örgütleri de aynı sertlikte eleştiriyor. Bu yüzden de gösterime girdiğinde hem sağın hem solun tepkisini çekti.

Tohumlar Yeşerince

birmayıs

Etienne Lantier makinist şefliğinden kovulunca Montsou’ya gelir ve yaşlı madenci Maheu ile tanışır. Sosyalist Lantier, 13 ayını madende geçirir ve bu sırada işçileri kötü çalışma koşullarına karşı bir araya getirip örgütlemeye karar verir. Émile Zola’nın aynı adlı romanından 1993’te uyarlanan “Germinal”, 1860’larda kuzey Fransa’da, uzlaşmaya yanaşmayan maden işçilerinin şiddetli ve gerçek grev öyküsüne odaklanıyor. Bugüne kadar beş film, iki de TV uyarlaması yapılan Germinal, Zola’nın kaleme aldığı dönemde de heyecanla karşılandı ve işçi sınıfı arasında önemli bir yer tuttu. Hatta Zola’nın cenazesinde toplanan işçiler “Germinal! Germinal!” diye bağırdı.

Kızgın Fırınların Saati

birmayıs

“Şimdi kızgın fırınların saati, hadi alevlerin ışığından başka hiçbir şey göremesinler…”
Che Guevara

Avrupa auteur sinemasına karşı siyasal Üçüncü Sinema’nın görsel manifestosu niteliğindeki üç bölümlük belgesel, Amerikan emperyalizmi ve Arjantin’deki aristokrasiyi eleştirirken, sosyalist devrimin önemli simgelerinden birine dönüştü. Solanas ve Octavio Getino 1968’de çektikleri bu filmde Arjantin’deki yeni sömürgecilik dönemine odaklanırken, elbette işten çıkarmalara ve ağır şartlarda çalışmak zorunda kalan işçilere de kameralarını çevirdi.

Bereketli Topraklar Üzerinde

Orhan Kemal’in 1954’te yazdığı aynı adlı romandan uyarlanan filmin senaryosunu başta Mahmut Tali Öngören yazdı. Erden Kıral’ın beğenmemesi üzerine, oyuncu Tuncel Kurtiz senaryoyu elden geçirdi. Kıral 1979’da sıkıyönetimce yasaklanan filmin izini 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi döneminde kaybetti. Yapımcılardan Nurettin Sezer negatifleri korumak için İsveç’e götürdü. Film, negatiflerin bulunmasının ardından yeniden gösterime girdi. Çukurova’ya gelip ağır şartlar altında çalışan Köse Hasan, Pehlivan Ali ve Yusuf adlı üç arkadaşın başından geçenleri anlatan film, işçilerin yaşadıkları haksızlıklara odaklanıyor.

Güneşli Pazartesiler

birmayıs

“İki yoldaş yolda karşılaşmışlar. Biri demiş ki: Bak komünizm hakkında söylenen her şey yalanmış. Diğeri ise şöyle demiş: Evet ama daha kötüsü de kapitalizm hakkında da söylenen her şey doğruymuş.”

İspanya’nın liman kenti Vigo’da işten çıkarılan altı tersane işçisinin öyküsünü anlatan Güneşli Pazartesiler, kapitalizmin sonuçlarına, sömürüye ve işçi sınıfının sorunlarına merceğini çeviriyor. Hiçbir karakteri merkeze almayan filmde aynı kaderi paylaşan milyonların öyküsü masaya yatırılıyor.

Yorum Yaz

Diğer Yazılar

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanıyoruz. karmaturkiye.com'u kullanarak çerezlere izin vermiş olursunuz.

Tamam