Şuraya Mutlu Bir Ağaç Çizelim: Bilinmeyenleriyle Bob Ross

Ayşe Aslıhan

“Bir keresinde biri bana şunu söylemişti: “Bahçemde yirmi yıllık bir ağaç varmış ve ben bunu hiç fark etmemişim. Sizin renkler ve nesnelerle ilgili anlattıklarınızı dinledikten sonra dışarı çıktım ve ağaç bana “günaydın!” dedi.”
Ben, burada bunu yapmaya çalışıyorum işte! Varlıklara karşı duyarlılığımızı arttırırsak, yaşamı daha zevkli bir hale getirebiliriz.”

Hepimizin TRT ekranlarında muhakkak izlediği, “küçük mutlu ağaçlar” çizerken ağaçların içindeki sincapları hiç unutmayan, “fırça darbeleriyle” adeta hipnotize eden, tuvalde resim çizmenin ne kadar keyifli olduğunu öğretmekle beraber; bir coşkuyla deneyimlemeye kalktığımızda aynı zamanda ne kadar zor olduğunu anlamamızı sağlayan, kıvırcık saçlı, sevimli bir adamdan söz edeceğiz size: Amerikalı ressam Bob Ross!

Ressam ve televizyoncu olan Ross, yaşamı boyunca yaklaşık 30.000 resmi tamamladı.
“Resim Sevinci” programıyla da hepimizin onu gülümseyerek hatırlamasını sağladı.
Çevirisindeki sesin sahibi ise, Burçin Oraloğlu idi…

Peki; Alizarin kırmızısı, Van Dyck kahvesi, Ultramarin mavisi ve Titanyum beyazı ile tuvaliyle beraber resim kültürümüze de dokunmuş ressam Bob, aslında kimdi?

  • Bob Ross, aslında Hava Kuvvetleri’nde usta çavuş rütbesindeydi.

Oldukça nazik, sessiz, ılımlı bir adam olan Ross, kendisinden hiç beklenmeyecek şekilde çok sert davranması gereken bir meslek icra ediyordu. O, Amerika Birleşik Devleti Hava Kuvvetleri’nde tam 20 yıl usta çavuşluk yaptı. Bulunduğu yerdeki doğa görüntüleri, onda büyük bir etki bıraktı. Ayrıca, emekli olduğunda; bir daha hiç sesini bile yükseltmeyeceğine dair kendine söz verdi. Sahiden, huzur arzusunu da programlarına da oldukça yansıttı.

  • Nasıl keşfedildi?

Görevden ayrıldıktan sonra, ilgisi ve yeteneği olan resim alanında dersler vermeye başladı. Annette Kowalski de 1982 yılında Ross’tan tam 5 gün ders aldı ve ses tonu ile adeta büyülendi. Eşine Ross’u anlattıktan sonra O’na hemen bir reklam filmi teklifiyle gittiler. Hatta bu uğurda evlerini ipotek bile ettirdiler. Elbette sonuç belliydi: Bob Ross, artık ünlü bir ressamdı.

  • Bob’un atölye macerası!

Ross ailesinin babası, marangozdu. Marangozluk atölyesinde vakit geçirmekten çok hoşlanan küçük Bob, bir gün vahim bir kaza sonucunda sol işaret parmağının ucunu kaybetti ve resim yaparken de yıllarca paleti, bu parmağı saklayacak şekilde kullandı.

 

  • Gerçekte saçları düzdü.

Berbere gitmemek için saçlarını permalı kullandı, hem de yıllarca. Ara sıra bundan sıkıldığı da oldu, fakat saçları da aslında O’nu ikonik yaptı.

“En çok aldığım sorulardan birisi televizyonda yaptığım tablolara sonrasında ne olduğu. Tabloların büyük bir kısmını ülke genelindeki PBS’lere bağışlıyoruz. PBS; Amerika genelinde kâr amacı gütmeden televizyon programı yayınlayan bir kurum. Sonrasında bu tabloların açık arttırmasından birkaç mutlu dolarcık elde ediyor ve bu paraları Amerika genelinde bağışlar için dağıtıyoruz.”

  • William Alexander İlhamı!

Alaska’da bulunduğu dönemde, part time olarak barmenlik yaptığı yıllarda, William Alexander‘ın sunduğu resim programı O’na ilham oldu. “Wet On Wet” tekniğini de O’ndan öğrendi ve kendi de ilk programını  “yıllar önce, Bill bana bu fantastik tekniği öğretti ve bana büyük bir armağan verdi” diyerek O’na adadı.

  • Olumlama İstatistiği

Bob Ross’un resimlerinin %91’inde en az 1 ağaç, %85’inde en az 2 ağaç var.  %44’ünde bulutlar, %34’ünde bir göl, %33’ünde bir nehir veya dere, %20’sinde şelale var. %26’sında karlı dağlar, %22’sinde insan yapımı herhangi bir şey var. Resimlerinin sadece %1’inde bir insan var. İnanılmaz hayvan sever olan ve yaralı bulduğu hayvanları iyileştiren Ross’un resimlerinde sincap da çok fakat oranı bilinmiyor. Ağaç kavuğunda yuvalarını gördüğümüz sincapların olduğu resimlerin %97’si gündüz, %3’ü gece sahnesi içeriyor.

Fakat hiçbirinde, hiçbir evde veya kulübede; baca yoktu.
Çünkü insanlar olmadan doğanın daha güzel olduğunu düşünüyordu.

  • Hiçbir iz bırakmadı.

Lenf bezi kanseri nedeniyle 1995’te hayatını kaybeden Ross’un ailesi de birdenbire ortadan kayboldu. Sanki hayali insanlarmış gibiydi.. Fakat yine de, birçok dile çevrilen programından dolayı, O’nu hepimiz biliyoruz.

 

 

Belki de mavi gökyüzünde mutlu bir ressam vardır.. Şuraya da minik bulutlar çizelim.

Diğer Yazılar

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanıyoruz. karmaturkiye.com'u kullanarak çerezlere izin vermiş olursunuz.

Tamam