Çukurova’dan Dünya’ya taşınan yazarımız Yaşar Kemal de göçtü bu yaşamdan… Bir ozan, bir aşık gibi işlediği romanlarındaki insanlar kadar sade bir vedayla giden Kemal’in ardından Kadıköy’e de bir elem çöktü…
“TRAKTÖR ŞOFÖRÜ OLMAK İSTERDİM”
Bir okurun “Bir daha dünyaya gelseniz ne olmak istersiniz?” sorusunu her zamanki samimiyetiyle cevaplamıştı: “Yalan söylemeyeceğim. Bir daha dünyaya gelsem traktör şoförü olurdum. Çünkü ben gençliğimde traktör şoförlüğü yaptım. Hayatın en mutlu günleri o zamanlardı.”
ÇUKUROVA’YI HER YERE TAŞIDI
Bu sözler, Yaşar Kemal’in yarım yüzyıllık dostu Güneş Karabuda’ya ait… O’nu en iyi tanıyan en yakın dostlarından birine… Sadece Kemal’in fotoğraflarından oluşan “Al Gözüm Seyreyle” sergisini Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi’nde açtığında, “N’apsın millet benim fotoğraflarımı Güneş?” demesine rağmen yalnız bırakmamıştı dostunu… 50 yıllık fotoğrafların önünde yine yan yanaydılar.
“ÇOK İYİ ADAMDIR, SICAKTIR”
Sergi için yaşadığı İsveç’ten kalkıp Kadıköy’e gelen gazeteci, yazar, fotoğrafçı ve belgeselci Güneş Karabuda’ya, Yaşar Kemal’i sormuştuk. Gözlerinin içi parlayarak tanıştıkları günü şöyle anlatmıştı: “Yıl 1956. Bendeniz gayet genç, sakalları yeni çıkmış bir delikanlı. Yaşar Kemal de son derece genç. O sırada Mecidiyeköy Gül Sokağı’nda bir evde oturuyor. Bana dediler ki çok iyi adamdır, sıcaktır, sempatiktir, git gör onu mutlaka. O dönem herkes ondan bahsediyordu. Adana’dan yeni gelmişti ve çok enteresan bir yazar olduğu belliydi. Aynı zamanda Cumhuriyet Gazetesi’nde çalışıyordu. İnsanların da cesaretlendirmesiyle kalkıp gittim evine. İlk karşılaşmamız o evde oldu. Bir konuşma, bir sohbet derken müthiş bir dostluk başladı aramızda. Son derece sıcak ve enerjik bir insan. Sıcaklığını, o samimiyetini dışarı vuruyor, hemen karşısındakine yansıtıyor. İşte o gün bugündür dostluğumuz aynı sıcaklığında devam ediyor. 50 küsur senedir sadece Türkiye’de değil dünyanın birçok ülkesinde sürdü bu dostluk. Birlikte çok güldük, çok kahkahalar attık.”
“HER ŞEY KALPTEN…”
“Çukurova’ya gittiğimizde yüzlerce insan belki de bini aşkın kişi karşıladı ve inanır mısınız Yaşar ağabey hepsinin ismini biliyordu. Hani insan köylüsünü bilir ama Yaşar Kemal bizi karşılayan yüzlerce insanla tokalaştı ve hepsine de ismiyle hitap etti. Bu müthiş bir şeydir. Sordum “Gerçekten hepsinin adını biliyor musun?” diye. “Bilmek lazım tabi. Onlar benim hemşerilerim” dedi.
“EN İYİ FİLMİ BU HANIM ÇEKTİ”
Türkan Şoray ise her zamanki heyecanıyla şunları söylemişti: “Yanımda değerli yazarımız Yaşar Kemal oturuyor. Onun eserini filme çekmek inanılmaz bir şey. Yönetmenlikte iddialı değilim ama sevgili yazarımız Yaşar Kemal bana çok güvendi. Filmden önce birlikte çalıştık ve o sırada sürekli bana ‘bunu yapacaksın, başaracaksın’ diyerek güç verdi. Kolay değildi, gerçekten bu usta yazarımızın eserinden bir film çekmek çok büyük bir sorumluluktu.”
“ŞİİR YAZMASAYDIM ÖLÜRDÜM”