Fransa’nın En Güçlü Kadın Sesi Edith Piaf
Fransız Şarkıcı Edith Piaf’ın yaşamını konu alan “La Vi En Rose” 2007 yılında vizyona girdiğinde türünün en iyi örneklerinin arasındaki yerini aldı. Olivier Dahan’ın yönetmenliğini yaptığı filmde ise başrolde Marion Cotillard,performansıyla sinema tarihine damgasını vurdu. Onlarca ödül alan Cotillard; 2008 Akademi, Bafta ve Golden Globe’da “En İyi Kadın Oyuncu” ödüllerinin hepsi onun oldu. Film aynı zamanda 2008 Oscar Ödülleri’nde “En İyi Makyaj”, Bafta’da “En İyi Makyaj”, “En İyi Kostüm”, “Yabancı Dilde Film”, En İyi Prodüksiyon Tasarımı” gibi bir çok dalda ödüller alarak başarısını ispatlamış oldu.
Önce fragmanı izleyelim:
Hüznün Sesi
Edith Piaf’tan; “Ne Me Quittes Pas”, “La Vi En Rose”, “Je Ne Renrette Rien”, “Padam Padam” veya hayat verdiği şarkılardan herhangi birini dinlerken, romantizmin ve fransızcanın o kendine özgün tınısını duyup başka bir aleme gideriz. Sesinin güzelliğinin ötesinde; yorumunun farklılığı ve duygusuna sesin ardındaki hüzün ve yaşanmışlıkları eşlik ediyor. Filmi izledikten sonra tüm performanslarını farklı bir şekilde dinleyeceğinizi garanti ederiz…
Edith Piaf’ın Yaşamı
Sokaklarda para kazanmaya çalışan bir anne ve babanın kızları Edith Giovanna Maillard, 10 Aralık 1915’te Paris’te dünyaya gelir. Bir erkek kardeşi vardır ancak aile bu iki çocuğa bakamayacağını anlayarak, Edith’i büyükannesinin yanına gönderirler. Edith çok zayıf ve minyon bir kız çocuğu olarak, büyükannesi tarafından pek de iyi bakılamaz. 7-8 yaşlarında kornea iltihabı olur ve haftalarca göremez ancak gördüğü tedavi sonucunda kör olma tehlikesini atlatır. Daha sonra babasıyla Paris sokaklarında (pek de parlak olmayan bir dönemde) şarkı söylemeye başlar. 17 yaşında ilk aşkı Louis Dupont ile yaşamaya başlar ve kızları Marcelle dünyaya gelir. Marcelle henüz iki yaşındayken menenjitten hayatını kaybeder. Bundan sonraki bir kaç yıl ucuz barlarda, sokaklarda yoksulluk içinde yaşayn Edith için hiç bir şey iyiye gitmez ve ne yazık ki içki bağımlılığı başlar. Yaşadığı Pigalle’de tanıştığı Albert’la ilişkisi başlar fakat Albert onu satmak ister. Yapayalnız ve umutsuz şekilde devam eden yaşamı yine sokaklarda geçmektedir ve bir gün bir kabare sahibi olan Louis Leplée onu keşfeder. ”Minik Serçe (La Môme Moineau)isminin sahibi de Leplée’dir. Ve hayat o günden sonra Edith için değişmeye başlar…
Şöhret Basamaklarını Çıkarken
İlk albümünü 1936 yılında çıkaran Edith Piaf için her şey yolunda gitmeye başlarken, Louis Leplée şüpheli bir şekilde evinde ölü bulunur ve mafyanın işe karıştığı konuşulmaya başladığında Edith bu durumdan korkarak başka bir yerde iş bulur. Jean Cocteau tarafından Edith Piaf’a özel olarak yazılmış bir oyunda oynar aynı yıl “Montmartre-sur-Seine” isimli bir filmde de rol alır. Tiyatro turneleri ve konserler hız kazanır. Jean Cocteau ile dostlukları yıllar içinde o denli güçlenecektir ki, 10 Ekim 1963 yılında yaşamını karaciğer yetmezliğinden 47 yaşında kaybedeb Edith’ten sonra onun ölümüne dayanamayarak kalp krizi sonucu ölür.
Hayatının Aşkı Marcel Cerdan
Artık Edith Piaf dünyanın tanıdığı, şarkılarının dilden dile söylendiği bir ikon haline gelmiştir. 1948 yılında Dünya Boks Şampiyonu olan Marcel Cerdan’la tanışırlar. Marcel evlidir fakat aşk engel tanımaz… (Burada kızı Marcelle ile Marcel’in isimlerinin bu denli benzer olması çok dikkat çekci) Marcel’le birlikte Fransa’daki evlerinde buluşmak üzere, Piaf’ın ısrarı ile yola çıkan Marcel uçak kazasında yaşamını kaybeder.Filmin buradan sonraki kısmı Edith Piaf’ın bu aşka duyduğu bağlılığın ne kadar büyük olduğu ve yavaş yavaş morfinlere, ilaçlara muhtaç olmaya başlaması can yakan nitelikte…Bundan sonraki yaşamını ve hangi büyük başarılara zorlu yaşamıyla ulaştığını izlemek için filmle sizi baş başa bırakalım…
https://www.youtube.com/watch?v=D-a1JyCol9A
La Vi En Rose’a Dair Son Notlar
Türünün en iyi örneklerinden biri olan film; kurgu, senaryo ve oyunculuklarıyla izlenmesi gereken en önemli yapımlardan. Yönetmen Olivier Dhan ve Isabelle Sobelman’ın senaryosu ile Marion Cotillard’a Sylvie Testud, Pascal Greggory, Emmanuelle Seigner, Jean-Paul Rouve, Gerard Depardieu eşlik ediyor. Etkieyici bir yaşam, acılarla dolu bir hayat ve biyografi sevenler için kaçırılmayacak bu filmi mutlaka izleyin…
(Imdb Puanı 7.6)
Edith Piaf’la yapılan son röportajla ve filme adını veren La Vi En Rose şarkısını Edith Piaf’tan dinleyerek yazımızı bitirelim:
– En sevdiğiniz renk?
– Mavi.
– En sevdiğiniz yemek?
– Dana sarma.
– Sakin bir hayatı kabul edermiydiniz?
– Zaten ettim.
– En sadık dostlarınız kimlerdir?
– Gerçek dostlarımın hepsi sadıktır.
– Eğer bir daha şarkı söyleyemeseydiniz?
– Yaşayamazdım.
– Ölümden korkuyor musunuz?
– Yalnızlıktan korktuğumdan daha az.
– Dua eder misiniz?
– Tabi ki, çünkü aşka inanıyorum.
– Mesleğinizdeki en güzel hatıranız?
– Perdenin her açılışı.
– Kadın olarak en güzel hatıranız?
– İlk öpücük.
– Geceyi severmisiniz?
– Evet, ama aydınlıksa.
– Ya şafak vaktini?
– Bir piyano ve arkadaşlarımla.
– Peki ya akşamı?
– O, bizler için günün ağardığı zamandır.
– Bir kadına öğüt verseydiniz bu ne olurdu?
– Sevmesi…
– Bir genç kıza?
– Sevmesi…
– Bir çocuğa?
– Sevmesi…
– Bunu kimin için örüyorsunuz?
– Kazağımı kim giymek isterse.