Bugün bir halk kadınını kaybettik. Olduğu gibi olmaktan asla vazgeçmeyen, dürüst ve net bir kadındı Dilber Ay. Sevdik de hayatına pek bakmadık.
Zaten o da çok göz önünde olmayı sevmedi hiçbir zaman. Altında basma eteği, salonunda anam babam usulü somyasıyla aile hayatını, işinden çok daha fazla önemsedi.
Ailesinin kökü Halep’e dayanan, doğma büyüme Kahramanmaraşlı olan yarı Yörük, yarı Kürt kızı o. Ailesi Düzce’ye göçüp bir de ekmeklerini orada aramak isteyince onun hikayesi de değişmiş.
Düzce’ye yetenekli sesleri keşfetmek için gelen radyocuların dikkatini çekti bir şekilde ama ailesi razı gelmemişti bu işe. Öyle ki, babası bu haberi duyunca parmaklarının arasına kaşık koyup kırmış, boynuna ip geçirip ahırda sürüklemiş Dilber Ay’ı. Sabaha kadar da hayvanlarla, ahırda yatırmış kızını o baba.
Dilber Ay 13 yaşına geldiğinde ise okutmuyor ailesi. Babası okuldan alıyor ve kendisinden daha yaşlı bir adamla evlendiriyor. Çocuk yaşında hamile kalıyor Dilber…
Çok sonra bir şekilde İstanbul’a kaçmayı başarıyor. Birinci seçildiği radyo evine girmek isterken jandarmalar tutuyor bu sefer, engel oluyorlar. Dilenci sanıp içeri almıyorlar Dilber Ay’ı.
Avrupa turnesindeyken bir kötü olay daha yaşıyor: Kendisine tecavüz etmek isteyen adamı bıçaklayarak öldürüyor.
O olayı şöyle anlatıyor: “Bu dünyada namusuma, ekmeğime, şerefimle oynama. Bu yüzden yaptım. Başıma kötü bir şey gelmesin diye öldürdüm adamı. 7-8 yerinden bıçakladım. Ah bile etmedim. Sarkıntılık yapmak istedi. O da boğazında kaldı”
Türkiye’de Zeki Müren’den İbrahim Tatlıses’e kadar en ünlü isimler, gazino programı için Dilber Ay’ı almak istiyor. Kapısında sıra oluşturuyorlar birlikte çalışmak için.
Emeklerinin karşılığını da alıyor. Mal, mülk, arabalar her şeyi oluyor… Fakat geriye çok fazla bir şey kalmıyor çünkü kardeşi, birçok şeyi kaybetmesine sebep oluyor. Ancak bunu kafasına hiç takmıyor bile Dilber Ay. “Aslan gibi çalışıyorum, yine alırım” diyor.
Yıllar sonra Almanya’da, bir arkadaşının vasıtası ile İbrahim Bey ile tanışıyorlar. Daha doğrusu İbrahim Bey, arkadaşına “Nolur beni Dilber Ay ile tanıştır” diye yalvarıyor. Arkadaşları da “Seni kovar o, boşver” diyor. Lakin İbrahim Bey’in kararlılığı sayesinde tanışıyorlar ve 30 yıla yaklaşan bir evlilik gerçekleştiriyorlar.
Beynelmilel filminde “Tavukları pişirmişem, hacıyı da çarşıya göndermişem” türküsüyle gönlümüzü çalıyor. Canımız, bir tanemiz Meral Okay ile ahretlik olarak seyrediyoruz, iyice kanımız kaynıyor.
Son bir şarkı ile Dilber Ablamıza veda ediyoruz… Mekanın Cennet Olsun