Şarkıların gelip kucağınıza düşmesi ve ardından zihinde bir fotoğrafı net şekilde canlandırması, bir tür anı sokması halidir. Acıtır!
Ve bu, bilimsel olarak da gayet doğaldır.
Kimi zaman dilinize bir şarkı düşer… Melodisi, dudaklarınızdan damarlarınıza doğru işledikçe, o şarkıyı dinlediğiniz andaki yaşanmışlıklara doğru bir yolculuk yapar, bütün benliğinizle o günlere gidersiniz. Güzel anılar gibi hüzünlü, hüzünlü şarkılar gibi güzel anılarınızı duyumsarsınız… Yüzleşirsiniz anılarla. Sizde derin ağrılar bırakan o şarkıyı ne zaman nerede dinlerseniz dinleyin, aklınıza o gün yaptıklarınız gelir. Her şarkının ayrı bir hikayesi, anısı vardır. Kimisi mutlu anlarınızı hatırlatır, kimisi hüzünlü… “Gün batımı bir banktaydık, iki kulaç ötede martılar vardı, gökyüzü kendini ikiye bölecekti, çünkü iki kişiydik.” dersiniz. İçlenirsiniz…
Akıl oyunları!
Çünkü müzik, ritimleri ve kafiyeleriyle hafızayı tetikleyen bir anımsatıcı olarak rol oynar. O özel şarkıyı bir yerde, bir şekilde duyarız veya duymasak dahi aklımıza gelir ve o anıyı tekrar yaşatır.
Beynin hafızaya yapılacak kayıtlardan sorumlu hipokampus ve ön korteks bölgeleri, çok fazla bilgiyi aynı anda işlemek zorundadır. Anıların içinde yer alan şarkılar onları geri çağırmamız gerektiği zaman, beynimize yardımcı olan bilgi parçaları olarak görev yaparlar. Bir nevi akıl oyunu oynarlar!
Duygular, anılar ve müzik birlikte kaydedildiği için; aralarında oldukça sıkı bir bağ oluşur. Haliyle bir anının yerini değiştirmek de oldukça zorlaşır… Şarkı; bir kişiyi, bir anıyı veya bir mevsimi hatırlatır.
Bunu değiştirmenin bir yolu var mıdır? Elbette! NLP buna birçok alternatif sunar. Duyu-Dil Programlama yani Nörolinguistik Programlama NLP; kişilerin amaçlarına ulaşmaları için “nörolojik programlarını” keşfetmelerini ve en iyi şekilde kullanmalarını sağlamayı hedefleyen, bilimsel bir psikolojik terapi anlayışıdır. Hayatınızın büyük bir alanında işinize yarar ve belki de hatıranızı bir şarkı ile ayrıştıramasa da; onu başka bir güzel ana bağlayabilir…
Unutmayın ki, Barış Bıçakçı‘nın da dediği gibi; “Hiçbir şey göründüğü hatta yaşandığı gibi değil, her şey hatırlandığı gibidir!“