“Tüm kadınlar aynı şeyi yapsalar ne olurdu?
Bunun bir erkeklik hakkı olduğunu savunarak, geceleri dışarılarda eğlenen kocaların kadınları, bir akşam aynı anda dışarı çıksalardı…
Süslenip püslenip kocalarının bulunduğu yerlere gitselerdi… “
Kahramanlar Hep Erkek, Duygu Asena
“Arkadaşlarımın babaları oğullarına sürekli “Erkekler ağlamaz” diyorlar; bunu dediklerine göre ağlamak doğru değil. Peki ama ağlamak iyi bir şey değilse neden kadınlar için yasak değil?”
Kadının Adı Yok, Duygu Asena
“Sürekli çevredeki kadınların ölüm haberlerinden falan değil, senin o kadın haberlerindeki kadınlara sürekli bir sebep bulmandan.. Mesela, bir kere de demedin “Şerefsiz! İnsan karısına yapar mı, şerefsiz adam; insan karısını öldürür mü?”
Hep kadın suçluydu baba. O kadar haber gördük o kadar izledik ama senin gözünde hep kadın suçluydu. Bu o kadar acı veriyor ki…“
Kadının Adı Yok, Duygu Asena
“Köyündeki kadının yüzünü bile görememişken, saçını açan kadınlar kötü kadın sayılıyorken, burada, bu Allah’ın treninde, herkesin içinde kolları, bacakları açık, erkeklerle güle oynaya konuşan kadınlarla karşılaşmanın şokunu kaçımız derin derin düşündük acaba? Kaçımız bu adamları suçlamak yerine bu adamları inatla böyle yetiştiren düzeni suçladık? Kaçımız yerleşik toplumsal düzenden daha da geriye gitmemiz için uğraşan politikacılarımıza, televizyonumuza, basınımıza gerçek bir tepki gösterdik? Kaçımız, bireysel de olsa karşı çıkıp tepkilerle savaşabilecek cesareti bulduk?”
Aslında Aşk da Yok, Duygu Asena
“Ezmek öldürmek isterler, kadınız biz, ezik olmalıyız, güçsüz olmalıyız, onlara uymalıyız, uymazsak kırarlar, döverler, biçerler. Üzülme, her şey düzelecek.”
Kadının Adı Yok, Duygu Asena
“Hayır ben yalnız giderim, ben her saatte, her yere yalnız gidebilirim.”
Kadının Adı Yok, Duygu Asena
Duygu Asena, 19 Nisan 1946’da İstanbul’da dünyaya geldi.
Orta öğrenimini Kadıköy Özel Kız Koleji’nde tamamlamasının ardından İstanbul Üniversitesi Pedagoji bölümünde eğitim gördü.
Birçok gazetede köşe yazarlığı yaptı, kadınlara ve onların yaşamlarına dair söyleşilerde bulundu, dergiler yönetti.
5 roman, 2 öykü, 1 deneme kitabı yazdı.
Aralarından birinin adı “Kadının Adı Yok” idi.
Çok konuşulan kitap, 1987 yılında, Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu tarafından “muzır” bulunarak sınırlandırıldı ve poşet içinde satılmaya başlandı.
Didem Madak‘ın da bir şiir festivalinde “cadılı özgeçmişi” sansürlendiği için sinirlenip, söylediği gibi; “tüm muzir neşriyat duygularımızla” yaşamaktayız.
‘Duygu’sal kadınları korumak için…