Tarih boyunca büyük imparatorluklar geniş coğrafyalarda hüküm sürdü. Tabii imparatorluk demek; bir de hükümdar demek. İktidarları sırasında sadece yaşadıkları günleri değil geleceği de etkileyen kudretli ve zeki hükümdarlar var. Fakat bir de büyük gücün getirdiği büyük sorumluluğun altında ezilip, psikolojik sorunlar yaşayan hükümdarlar da mevcut. İşte bu yazımızda onlardan bir tanesi olan Caligula ve hayatını inceleyeceğiz.
Deli Hükümdar!
Caligula (Gaius Sezar) – Roma İmparatoru (MS 37-41)
Caligula çok ünlü bir hükümdar. Yalnız onun bu ünü başarısından ya da zekasından gelmiyor. Bu kadar ünlü olmasının sebebi son derece garip, korkunç, çılgın bir kişilik olması. Caligula ismi küçük ayakkabı anlamına gelmektedir. Küçük yaşta asker üniforması içindeki görünüşü sebebiyle ordu tarafından bu isim takılmıştır. Çocukluğundan itibaren küçük çılgınlıklar ve tuhaflıkları olsa da asıl hikaye iktidara gelişinden bir süre sonra başlıyor.
Karısı Juria’nın ölümünden sonra, komutanının karısını baştan çıkartır. Bu kadını kullanarak Macro’nun imparator Tiberius’u zehirlemesini sağlar. Böylece tahta geçer. Tahttaki ilk dönemi aslında iyidir. Vergileri düşürür, yangınlarda zarar görenlere yardım eder, yarım kalmış bazı yapıları tamamlatır. Yalnız bu dönemde geçirdiği bir hastalıktan sonra işler tersine döner. Ülkenin dört bir yanından getirttiği tanrı heykellerinin kafalarını kestirip yerine kendi büstünü koydurtur. Kendisine bir tanrıymış gibi tapınak yaptırır ve ona kurbanlar sunulmasını ister. Kızının doğumundan sonra hediye olarak halktan zorla para toplamıştır.
Caligula, kız kardeşi Drussila öldüğünde yas ilan eder ve bu yas süresince Romalılar’ın gülmesini, yıkanmasını, ailecek yemek yemesini yasaklar listesine ekler. Hatta Drussila’yı tanrıça bile ilan etmiştir. Arenada aslanlarla dövüşecek suçlu bulamayınca gözüne kestirdiği seyircileri aslanların önüne atmak gibi huyları bile vardır. Atı Incitatus’a inanılmaz derecede bir bağlılığı vardır. Hatta Caligula bu atı senatör bile ilan etmiştir.
Sonunu tahmin etmek pek zor olmasa gerek diye düşünüyorum. Caligula’ya sarayının tünellerinden birinde tuzak kurulur. Bu tünelde suikastçiler tarafından kılıçtan geçirilir. Cesedi yarım yamalak yakılarak Lamia soyunun aile mezarlığına gömülür.
Roma halkı ölümünden sonra bile ondan korkmaya devam etmiştir. Hatta hayaletinin etrafta dolaşarak uğursuzluk getirdiğine inanmışlardır. Roma halkı bu çılgın hükümdarı her zaman korku ve nefret ile hatırlamıştır.