Beyoğlu’nda, özellikle Çiçek Pasajı‘nda Hohner akordeonuyla dolaşarak eski İstanbul tangoları, Rum kasap havaları Ermeni taverna şarkıları çalarak yaşamını sürdürdü ve kırk yıl boyunca pasajın vazgeçilmez bir parçası oldu… Anahit Yulanda Varan… Bilinen ismiyle; Madam Anahit.
1917 yılında Taksim Tarlabaşı’nda doğdu. Ağabeyi, “Vartabed” olarak tanınan Vosgik Vartabed idi. İlköğrenimini Anarat Hığutyun Katolik Okulu’nda, lise eğitimini ise Esayan Ermeni Okulu’nda gördü.
16 yaşında lise ikinci sınıftayken, okul korosuna katılarak müzikle içli dışlı olmaya başladı. Madam Anahit, o yılları şöyle anlatır;
İlk gençlik yıllarım adada geçti. Orada Rum bir komşumuz vardı ve oğlu Yorgo çok güzel akordeon çalardı. Erir, gıpta ederdim. Tam da o dönem akordeona gönül verdim. Arto Benon’dan akordeon dersleri almaya başladım ve anneme çok ısrar ettim bana bir akordeon alması için. Akordeonu alır almaz St. Antoine’a gittim. Koydum akordeonumu mimberin önüne, adağımı yerine getirdim.
Beyoğlu ‘nun simgesi haline gelen Madam Anahit, Babanın Suçu, Adalet, Yalancı Yarim, Cennet Çocukları, Kadın ve Şarap, Faize Hücum, Arkadaş, 24 Saat ve Öğretmen gibi birçok filmde biraz rol gereği, biraz da figüran olarak yer aldı. Hollanda’da yayın yapan bir televizyon kanalında da yaşam öyküsü yayınlanan Madam Anahit, Aşkın Nur Yengi ve Grup Gündoğarken’in kliplerinde de boy gösterdi.
Bir röportajında, hayranı olduğu Johnny Weissmuller‘in filmine gitmenin kendisi için hayal olduğu halde, aktörün İstanbul’a ve Çiçek Pasajı’na geldiğinde birlikte dans etmelerini ve gazetelere manşet olduklarını anlatır.
Madam Anahit dört evlilik yaptı ve iki evliliğinden iki oğlu oldu.
Yalnızca canı istediğinde söylerdi Madam Anahit… Canı istemediğinde yüklü para önerenlere bile eyvallahı olmayan, kocaman gözlüklü, kırmızı rujlu bir kadındı.
2003 yılında mide kanserine bağlı olarak kalp yetmezliğinden hayata veda etti.
Balıkpazarı, Çiçek Pasajı ve Nevizade esnafı, kocaman gözlüklü, parlak kırmızı rujlu akordeoncu Anahit’in ölümüne çok ağladı. Mezarı bir dönem bakımsız kalan Anahit’in imdadına yine Beyoğlu esnafı yetişti. Anahit’e gönül verenler, kendi aralarında topladıkları parayla Anahit’e yepyeni bir mezar yaptırdılar.
Madam Anahit, Beyoğlu’nun en ünlü ve en aşık müzisyeniydi. Bu yüzden de 40 yıl boyunca misafirlerine “Yıldızların Altında” şarkısını söyledi.
Hayatı boyunca iki şeyden vazgeçmedi… Bir Çiçek Pasajı’ndan, bir de akordeonundan. Pera’nın en güzel kadınına, saygıyla.