10 Nisan 1912 sabahı İngiltere, Southampton’dan yola çıkıp, ABD, New York City’e doğru hareket etti… Sabah 09:30’da yolcu alımına başlanmıştı. Yaklaşık üç saatlik bu sürecin ardından RMS Titanic, New York’a gitmek üzere denize açıldı.
Dönemin teknolojisinin en üst düzey imkanları kullanılmıştı geminin yapımında… Bu sebeple; “Batmaz Gemi” olarak lanse edilmişti dünyaya. Bu dev oyuncağın dümeni, kariyerinin zirvesinde olan Kaptan Edward John Smith‘e emanetti.
Gemi ilk olarak, Avrupa’daki yolcuları almak için Manş Denizi üzerinden önce Fransa’daki Cherbourg Limanı’na, sonra ise Birleşik Krallık’a bağlı Queenstown’a uğradı.
Gemi seyrini sürdürürken, gün boyunca, geminin rotası üzerinde büyük ölçekte buz dağlarının olduğu uyarısı geldi… Ancak bu uyarılar deniz haritacılığı bölümüne gitti ve asla köprüye ulaşmadı. Bölümde görevli olanlar, yılın bu döneminde bu uyarıların normal olduğunu düşünmüş ve işin ciddiyetinin farkına varamamışlardı.
Daha sonra akşam saat 21.30’da, Mesaba gemisi tarafından Titanic’in takip ettiği yolda geniş ve büyük buz dağları olduğu ile ilgili yapılan uyarı, telsiz odasındaki Jack Phillips ve Harold Bride tarafından alınmasına rağmen, birtakım zaaflar nedeniyle yine köprüye ulaşmadı.
Titanic’te gözcü olarak üç takım çalışmaktaydı… Her takım iki kişiden oluşuyordu ve bu iki kişi, iki saatte bir değiştirilmekteydi. Gözcüler, köprünün üst kısmında kuş yuvası olarak ifade edilen direğin üzerinde duruyor ve karşıyı sürekli olarak gözetliyorlardı. Başka geceler buz dağının daha önceden görünmesi kesin gibiydi ancak o gece birçok negatif faktör bir araya gelmişti… Ay yoktu, rüzgar yoktu, dürbün yoktu ve buz dağının karanlık yüzü gemiyi karşılıyordu.
Karanlık Sulara Doğru
14 Nisan 1912, saat 23:39’da Titanic, New Foundland’in Grand Banks güneyi açıklarında seyrini sürdürüyordu… Gözcülerden Frederic Fleet, geminin ön tarafında tam olarak seçilemeyen büyük bir buz dağı fark etti… Fleet, geminin çanını üç kez çalıp köprüye telefon etti ve durumu bildirdi.
Bu andan itibaren, komuta zincirinde karışıklıklar meydana geldi. Elbette bunların hepsi birer iddiadır ancak soruşturmalara yansıyan bilgiler ışığında; komutadaki isimlerin, geminin bu süreçteki hareket planı konusunda anlaşmazlıklar yaşadıkları söylenmektedir.
Bu iddialardan en fazla öne çıkanı; gemi için “Tam Sancak” emri verilmiş olmasına rağmen, artık çok geç kalındığı için geminin buz dağından kaçamadığı yönünde.
Fleet’in buz dağını görmesinin ardından, geminin ölümcül çarpışmasını 37 saniyede yaptığı tahmin edilmektedir. Geminin sancak (sağ) tarafı buz dağı tarafından yırtılmıştır. Sonrası ise çorap söküğü…
Titanic, yolcuları ve mürettebatı ile birlikte 2.228 kişi olmasına rağmen, toplam kapasitesi 1.178 olan 20 filika taşımaktaydı. Bu sebeple gemi yavaş yavaş batarken yaşanan kaosu hep birlikte beyaz perdede izledik aslında.
Çarpışma gecesi, SS Californian adlı gemi buzdan dolayı ve gece olduğu için durmuştu ancak Titanic’e oldukça yakındı. Vapurun telsiz sistemi, operatör uyumaya gittiğinden dolayı kapatılmıştı. Titanic’e yakın mesafelerde bulunan diğer bir iki gemiden de sinyal alınmamıştı. Sonuç olarak Titanic ve içindeki büyük kalabalık, dondurucu etkiye sahip sulara gömülmeye, kaderine terk edilmiş gibiydi.
23:39’da başlayan felaket süreci, 02:20 civarlarında Titanic’in baş aşağı olarak okyanusun sularına tamamen gömülmesiyle son buldu ve büyük hayallerle başlayan bu fantastik yolculuk, 1.512 kişinin ölümüyle birlikte büyük bir trajediye dönüştü.