Hannah, Skeeter, Gwen, Grace, Mia, Abigail ve çok daha fazlası. Başarılı, komik, güzel, içten bir kadın; Hollywood’un en çok aranan, en çok sevilen isimlerinden Emma Stone.
Brie Larson yakın arkadaşını şöyle anlatıyor: “Emma ekranın dışında da çok önemli roller üstleniyor; özverili bir arkadaş, bilge bir psikolog, korkusuz bir lider, partinin en havalı kızı. Benim hayatımda bütün bu rolleri oynadı, ona arkadaşım diyebildiğim için çok şanslıyım. Oyunculuğunun yanı sıra bir insan olarak hayranıyım. Dünyaya gösterilebilecek en zor şeyi, kendi benliğini göstermekten asla korkmadığı için. Ortaya çıkan şey her zaman çok güzel olmayabilir ama konu Emma olunca ortaya çıkan şey ‘gerçek’ oluyor ve güzel olan bu gerçeklik.”
Tam adı Emily Jean Stone olan sanatçı, kendisine Emily olarak hitap edilmesinden daha çok hoşlandığını söylüyor. Henüz küçükken akstrist olmaya karar veren Emma, ailesini Los Angeles’a taşınmaya ikna etmek için “Project Hollywood” adında bir powerpoint sunumu hazırlıyor.. Bu kararlı hali de onu başarıya götüren ilk adımı olmuş.
Aslında Emma sarışın bir kadın. Fakat yönetmen ilk filminde saçını kızıla boyamasını istemiş ve bildiğimiz Emma tarzına dönüş yapmış.
Boğuk ve güzel sesinin hikayesi ise oldukça ilginç. Bebekken çok ağlama hastalığına yakalanıyor ve sesi modül değiştiriyor.
Sanatçının en büyük korkusu ise, ünlü hayatından normal bir hayat yaşayamamak. Bu yüzden özel hayatını da oldukça gizli tutmaya çalışan Emma, hiçbir sosyal medya platformunu da kullanmıyor.
Emma çocukluğundan beri anksiyete ve panik atakla mücadele içerisinde. Bu konuda ise herkesi açıkça konuşabilmeye davet ediyor ve asla gizlemiyor.
Emily 19 yaşında ilk büyük Hollywood filmi olan Superbad‘i çekti, asıl çıkışını ise 2010 yapımı Easy A ile yaptı.
Bu 11 yıl içinde pek çok projede izlediğimiz Emma, genç yaşında güçlü bir filmografi oluşturmayı başardı, şimdiye kadar 91 ödüle aday olup 31’ini kazandı. 2017 yılında bir aktörün alabileceği en büyük ödüllerden olan Oscar’ı en iyi kadın oyuncu dalında alarak başarısını perçinledi.
2018 yılında, Superbad’de de birlikte rol aldığı, uzun yıllardır dostu olan Jonah Hill‘le Netflix’in Maniac adlı mini dizisinde hem yapımcılığı hem de başrolü üstlendi. Birden fazla karaktere hayat verdiği projesinde büyük beğeni topladı.
Yorgos Lantimos‘un son filmi The Favourite‘ta yarattığı karakterle de çok konuşuldu. Rachel Weisz ve Olivia Colman‘la başrolü paylaştığı filmde oyunculuğuyla göz doldurması bir yana, ilk kez denediği İngiliz aksanıyla da eleştirmenlerden tam not aldı.
Emma Stone’un kaçırmamanız gereken performanslar sergilediği, radarınıza girmemiş olabilecek beş filmine birlikte göz atalım.
Paper Man
Kendisine en değeri bilinmeyen filmi sorulduğunda Paper Man cevabını veriyor, hayatındaki önemli rollerden biri olduğunu söylüyor. Jeff Daniels, Ryan Reynolds, Lisa Kudrow gibi isimlerin de içinde bulunduğu bu 2009 yapımı film, bir yazar ve bir ergen arasında gelişen sıradışı arkadaşlığı anlatıyor.
The Help
Viola Davis, Octavia Spencer, Jessica Chastain gibi ünlü isimlerle beyaz perdeyi paylaştığı bu 2011 yapımı filmde Emma, siyahi hizmetçilerin gözünden beyaz işverenlerini anlatan bir kitap yazmak isteyen cesur bir yazarı canlandırıyor.
Battle of the Sexes
Gangster Squad
Mickey Cohen isimli gerçek bir karakterden yola çıkan 2013 yapımı bu aksiyon filminde, Cohen’i alt etmek için oluşturulan bir polis çetesi konu alınıyor. Emma Stone ve Ryan Gosling‘in ikinci partnerliğine vesile olan film 1949 yılında geçiyor.
Zombieland
Kadrosundaki Emma Stone, Jesse Eisenberg, Woody Harrelson gibi isimlerle dikkat çeken 2009 yapımlı zombi istilasını konu edinen bu film, oldukça eğlenceli. Filmin ikincisi de 2019 sonbaharında vizyonda olacak.
Genç aktris, daha uzun yıllar adından söz ettirecek, bizleri kendisine ve yeteneğine hayran bıraktıracak gibi gözüküyor. Bize de onu keyifle izleyip alkışlamak düşüyor.