Dünyanın en önemli edebiyatçılarından William Shakespeare’in, mezar hırsızlarından korunmak için bir lanet yazdığı düşünülüyor.
Shakespeare’in ölümüyle ilgili farklı efsaneler ve ilginçlikler var. Bunlardan en bilineni ünlü edebiyatçının kendi doğum gününde öldüğü iddiası… Ancak bu doğru değil. Tarihçilere göre Shakespeare doğum günü olan 26 Nisan’da değil, 23 Nisan’da hayatını kaybetti.
Öte yandan Shakespeare’in öldüğü gün gibi, neden öldüğü de tartışmalı bir konu oldu. Çünkü, Shakespeare kendisinin “oldukça sağlıklı” olduğunu belirttiği bir vasiyet hazırladı… Ve sadece bir hafta sonra öldü! Üstelik bilinen veya kayıtlara geçen hiçbir rahatsızlığı yoktu. Bu sebeple, Shakespeare’in ölüm sebebi bugün bile gizemini koruyor.
William Shakespeare’in ne sebeple öldüğü bilinmese de, mezarının yeri belli. Shakespeare öldükten iki gün sonra Stratford’daki Holy Trinity Kilisesi’ne defnedildi.
Lanet var, ama neden?
“İsa aşkına, buradaki toprağı kazmaktan vazgeç! Bu taşları bağışlayana ne mutlu! Ve kemiklerimi kıpırdatana lanet olsun!”
Bu sözler, William Shakespeare’in mezarında yazıyor. Dünyanın en ünlü edebiyatçısının mezarı, aynı zamanda dünyanın en tuhaf mezarlarından birisi oluyor.
Kesin olarak bilinmemekle beraber, sözleri bizzat William Shakespeare’ın yazmış… Çünkü o dönem mezar kazıcılığı ve mezarlardan cesetlerin çalınması oldukça yaygın bir durumdu. Shakespeare’in cesedinin tahrip edilmesini önlemek adına böyle bir tedbir almış… En azından düşünceye göre, durum bundan ibaret.
Shakespeare’in laneti, uzun yıllar boyunca işe yaramış gibi görünüyor. 2008 yılında mezarın onarımı için çalışan işçiler, Shakespeare’in hatırasına olan saygıdan mı yoksa lanetlenmekten korktukları için mi bilinmez, mezar taşlarına hiç dokunmadılar.
İkinci mezar mı?
Shakespeare’in mezarında pek çok tuhaflık var! Örneğin, yüzyıllardır Shakespeare’in yanına gömülen onlarca insanın isimleri bilinmiyor. Bu insanların Shakespeare’in aile üyeleri veya yakınları olduğu tahmin edilse de, hiçbirinin mezarlarında isimleri yazmıyor. Mezarla ilgili bir başka tuhaflık ise, Shakespeare’in ikinci bir mezarını daha olması! Shakespeare öldükten kısa bir sonra, ilk mezarın yanına Shakespeare’in bir heykelinin de yapıldığı yeni bir mezar yapıldı. Böylece dünyanın en büyük edebiyatçılarından birsi kabul edilen Shakespeare’in yan yan iki mezarı olmuş oldu!
Kandırmışlar.
William Shakespeare’in laneti mezarını 2008’deki çalışmadan korudu. Fakat 2016 yılında, lanetin pek de işe yaramadığı ortaya çıktı. Shakespeare’in mezarına fiziksel olarak müdahale edilmeden yapılan bir inceleme, Shakespeare’in kafatasının kayıp olduğunu ortaya çıkardı.
Shakespeare’in kafatasının yerinde olmadığını fark eden araştırmacılar, tuhaflıklarla dolu bu hikâyeyi araştırmak istediler. Böylece, Shakespeare’in kafatasıyla ilgili 19. yüzyıldan kalma tuhaf bir habere rastladılar.
“Argosy Magazine” isimli bir derginin 1879 yılındaki bir baskısında, Shakespeare’in kayıp kafatasının hikâyesi vardı.
Habere göre 1794’te Frank Chambers adlı bir adam, bir grup mezar hırsızıyla birlikte Shakespeare’in kafatasını çalmıştı. Haberin devamı ise, daha da ilginç. Habere göre Shakespeare’in kafatasını çaldıktan sonra panikleyen Chambers kafatasını St. Leonard Kilisesi’ne saklamıştı.
Öğrendikleri yeni bilgiler üzerine hemen harekete geçen araştırmacılar heyecan duydular. Soluğu St. Leonard Kilisesi’nde aldılar. Kilisede kimliği belirsiz bir kafatası bulmayı başaran araştırmacıların heyecanı giderek artıyordu! Ancak kafatası üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda, kafatasın 70 yaşlarında bir kadına ait olduğu anlaşıldı. Araştırmacılar, bütün yıldırıcı durumlara rağmen Shakespeare’in kayıp kafatasının izini sürmeye devam ediyorlar.