Dünyada bilinen ilk salgın hastalık veya virüs, MS 165-180 yılları arasında Roma İmparatorluğu‘nda yaşanmış olan ve doğu seferlerinden dönen askerler tarafından getirilmiş salgın bir hastalık olan Antoninus Vebası idi. Günde tam 2000 kişinin ölümüne sebep olmuştu.
541 yılında Konstantinopol‘de, İmparator Jüstinyen döneminde, Avrupa’da başlayan bir salgın; önce Mısır’a oradan Filistin’e, Suriye’ye ve oradan da Anadolu’ya ulaştı.
Jüstinyen, Konstantinapol’a tüm giriş çıkışları kapattıysa da salgın hastalık askeri birliklerin şehre getirdiği malzemeler arasında yer alan fareler ve o farelerin sırtındaki vebalı böcekler yoluyla girdi.
Önce onlarca, daha sonra yüzlerce, bir zaman sonra binlerce insanın ölümüne sebep olan Jüstinyen Vebasında durum öyle vahim hale geldi ki; ölüleri toprak yetmediği için denize atmaya başladılar.
1346 – 1353 yılları arasında meydana gelen Kara Veba salgınının 75 ile 200 milyon arasında insanı öldürdüğü düşünülmekte. Tam sayıları bilmek mümkün olmasa da, özellikle Avrupa nüfusunun bu yıllarda yüzde 30 ile yüzde 60 oranda azaldığı belirtildi.
Daha sonra Tifüs, Asya Gribi, Kolera Salgını, SARS, AIDS gibi birçok hastalıkla boğuşan dünya; her salgın hastalıkta daha da büyük kayıplarla karşılaştı. Günümüzde bu tarz hastalıklara karşı her ne kadar önlemler alınsa ve teknolojiyle beraber çareler gelişse de; yayılma hızıyla birlikte salgın haline dönüşmesi ve çare bulunma süresi hala paralel olarak ilerleyemeyen bir acil durum ortaya çıkartıyor.
Geçtiğimiz yıllarda ülkemizde de ortaya çıkan Domuz Gribi, Kuş Gribi, Ebola Salgını ve özellikle son günlerde gündemimizi meşgul eden Corona Virüsü ile salgın hastalığın şiddeti; yüz yıllar öncesine göre elbette daha hafif…
Yine de; insanlığa, sağlığa ve teknolojiye dair göz ardı edilmemesi gereken gelişmeler olsa da; hala bazı sırları çözülememiş olan insan vücudunu bulaşıcı olmak suretiyle daha da etkili şekilde deforme eden hastalıklar; bizleri bugün de korkutmaya devam ediyor.
Öyleyse; yaşadığımız dünyada her şeyden önce gelen şeyin sağlık olduğunu da düşündüğümüzde, salgın hastalıklar ve virüslerin işlendiği filmler, niçin büyük bir ilgiyle izlenmesin ki?
Karşınızda, karşımıza çıkabilecek büyük salgın hastalıkların fragmanı niteliğinde 10 film!
1- Ben Efsaneyim / I Am Legend (2007)
Ben Efsaneyim, Francis Lawrence‘ın yönetmenliğinde, adıyla müsemma bir film. Baş rolünde Will Smith‘in yer aldığı 2007 ABD yapımı kıyamet sonrası bilim kurgu filminde; Smith, yeryüzünde insan yapımı virüsten etkilenmeden, hayatta kalan tek insan olduğunu düşünen askeri bir viroloğu canlandırıyor.
2- Salgın / The Crazies (2010)
26 Şubat 2010 itibariyle Amerika’da görücüye çıkan ve ilk hafta sonunda 16.5 milyon dolar hasılatla Box Office listesinde 3. sıradan giren filmin yönetmen koltuğunda Breck Eisner oturuyor. Filmde, şehir sularına karışan ne olduğu belirsiz zehirli bir madde, kasaba sakinlerini psikopat katillere dönüştürüyor. Bunu fark eden yetkililer, kasabayı karantinaya alıyorlar. Dışarıdan bakıldığında her şeyin kusursuz gözüktüğü kasabamız sakinlerinin, kontrollerini kaybederek birer caniye dönüşmeleriyle “Amerikan Rüyası” sona eriyor.
3- Körlük / Blindness (2008)
José Saramago‘nun 1995 tarihli aynı isimli romanından uyarlanan film, yayınlandığı tarihte oldukça ilgi gördü. Bir göz doktorunun normal bir tempoda akan yaşamı, gözlerinin birdenbire kör olduğu şikayeti ile başvuran bir hastası tarafından alt üst oluyor ve körlük bu göz doktoruna da bulaşıyor. Hikayede, nedeni bilinmeyen bir şekilde tüm kent halkında görülmeye başlanan bu olağan dışı körlük yalnızca doktorun eşinde rastlanmıyor ve olan biteni canlı olarak gören doktorun eşi, yaşanılan kaos ortamında kendisini ve ailesini kurtarmaya çalışıyor.
4- Grip / Gamgi (2013)
Grip, Kim Sung-su tarafından yazılan ve yönetilen, 36 saat içinde kurbanlarını öldüren ölümcül bir H5N1 virüsünün patlak vermesiyle yaklaşık yarım milyon insanın kaosa sürüklendiğini anlatan bir Güney Koreli bir felaket filmi…
5- Veba / Carriers (2009)
Filmde, dünyanın büyük bir bölümünü etkisi altına alan yıkıcı bir kuş gribi salgını sonrası dört arkadaşın hayatta kalma mücadeleleri anlatılıyor. Yönetmenliklerini ise Alex Pastor ve David Pastor yapıyor.
6- Ölümcül Deney / Resident Evil (2002)
Umbrella adındaki Dünya devi bir şirket; teknolojik aletler, uzay araçları, sağlık ve kişisel bakım ilaçları ve silah üretimi gibi çeşitli alanlarda üretim yapmakta. Dünyanın pek çok yerinde Umbrella sanayi kuruluşları bulunuyor fakat Umbrella’nın asıl merkezi Kuzey Amerika’daki Raccon City! Ancak Umbrella hakkında kendi çalışanlarının bile bilmediği bazı tehlikeli, gizli projeler yürütülüyor. Bunların başında biyolojik silah, genetik testler ve ölümcül bir virüs geliyor. Umbrella’nın yürüttüğü bu araştırmaların yapıldığı yer altı tesisi Hive’da T-virüsü adındaki bir enfeksiyon serbest kalıyor…
7- Kolera Günlerinde Aşk / Love in the Time of Cholera (2007)
Gabriel Garcia Marquez’in romanından uyarlama, Oscarlı Ronald Harwood senaryosuyla uyarlanan ve yönetmen koltuğunda Mike Newell‘in oturduğu, Brezilya’da çekilen film. Filmde Javier Bardem, Giovanna Mezzogiorno, Liev Schreiber, Benjamin Bratt gibi isimler yer almakta.
8- 28 Hafta Sonra / 28 Weeks Later (2007)
Son yılların en kayda değer film-noir serilerinden 28 Hafta Sonra, başarılı bir devam filmi. Yönetmenliğini Danny Boyle’un gerçekleştirdiği ilk film olan 28 Gün Sonra‘dan beş yıl sonra çekilen bu yapımda, bu defa Bahis filminin başarılı senarist ve yönetmeni Juan Carlos Fresnadillo korku unsurlarını üst düzeyde kullanarak başarılı bir ikinci filme imza atmış. Rage virüsünün Britanya adalarına yayılmasının yarattığı karışıklık kontrol altına alınmış oluyor ve halk yavaş yavaş boşaltmak zorunda kaldıkları evlerine geri dönmeye başlıyor. Amerikan ordusu da, Londra’nın çeşitli yerlerinde düzenin sağlanması ve insanların güvenle evlerine yeniden yerleşebilmelerini sağlamak için yardım ediyor.
Rage virüsü, bütün planları alt üst edecek kadar tehlikeli ve sinsi bir virüs…
9- Salgın / Contagion (2011)
Dünya prömiyeri 68. Venedik Film Festivali‘nde yapılan film, Film Ekimi 2011 programında göze çarpan usta işi yapımlardan. Eleştirmenlerden tam not alan film için, türler arası geçişi seven yönetmen Steven Soderbergh‘in ‘soğuk’ anlatım tarzıyla örtüştüğü yorumları da yapılıyor… Filmde; hava ve solunum yoluyla rahatlıkla geçen ve insanları birkaç gündür içinde öldüren, ölümcül bir virüs salgın şeklinde yayılıyor!
10- 12 Maymun / Twelve Monkeys (1995)
12 Maymun, 1995 yapımı Terry Gilliam filmi. Başrollerde Brad Pitt, Bruce Willis ve Madeleine Stowe var. Dünyada insanlığın yok olmasına yetecek derecede tehlikeli olan bir virüs, yaklaşık beş milyar kişinin ölümüne yol açıyor ve geriye kalan az sayıdaki insan, yer altlarına kurdukları barınaklarda yaşamlarını sürdürebiliyorlar. Bu esnada virüsün yok olması için bir çözüm yolu bulan insanlar, zamanda geriye gidebilecekleri bir zaman makinesi yapıyorlar. İlk test sürüşü içinse eski bir mahkum olan James Cole gönüllü oluyor…