Karma’dan #EvdeRöportaj serisinin bugünkü konuğu son zamanların en çok dinlenen hisli sesi Ufuk Beydemir! “Ay Tenli Kadın”, “İşte Bir Anda”, “Hepsi Bu Kadar” gibi şarkıları ve kendi şarkısını söyleyen hayranıyla buluşmasıyla tanıdığımız Beydemir, sorularımızı yanıtladı.
Biz sorduk, o cevapladı; fakat her iki taraf da evindeydi. Çünkü Karma Türkiye ailesi olarak biz de #EvdeKal diyoruz ve sanat dahil bütün alanlarda hayatı daha sağlıklı sürdürmeyi hedefliyoruz.
Keyifli bir röportaj için çaylar ve kahveler hazırsa, başlıyoruz.
- Nasılsın? Kendini son günlerde nasıl hissediyorsun?
Kendimi iyi hissediyorum Simge, teşekkür ederim. Müzik dinlemeye ve araştırmaya uzun zamandır bu kadar vakit ayıramadığımı fark ettim ve bu iyi geldi. Bunun yanında biraz dizi-film, biraz bir şeyler okumak ve girya antrenmanları eklenince; günler nasıl geçiyor anlamıyorum bile açıkçası.
- 16 yaşında başlayan müzik hayatınla beraber şarkıcı, söz yazarı ve aynı zamanda tenis antrenörü bir Ufuk Beydemir! Peki hangisi sensin? Ne zamandır sensin? Kimdir Ufuk Beydemir?
Hepsi benim! Tek bir şey mi olunması gerekir bilmiyorum ama ben öyle düşünmüyorum. Üreten bir insan olarak farklı alanlarda bulunmuş olmanın avantajlarını yaşıyorum. Her şey içine girildiğinde ilginç ve komplike bir hale geliyor. Bunu sadece içine girdikçe anlayabiliyorsunuz. Bu da bana farklı alanlardan beslenme fırsatı doğuruyor.
- Bugünkü Ufuk Beydemir olmadan önce de, çeşitli gruplarla beraber de çalmış, söylemişsin… Hangi enstrümanları çalıyorsun? Ne tür müzik dinlerken mutlu oluyorsun?
Gitar çalıyorum sadece. Umarım daha fazlası da olur! Müzikte ise 60-70 ve 90’lar her zaman beni çok etkilemiştir… 2000’lerde ortaya çıkmış bazı Garage Rock Revival grupları dinlemekten de keyif alıyorum. The Black Keys favorim sanırım.
Ufuk Beydemir de birçoğumuz gibi karantina günlerinde How I Met Your Mother’ı bitirmiş!
- Peki seni mutlu eden başka neler var? Neyle uğraşırsın, nerelere gidersin, neler izlersin?
Antika eşyalar araştırmak ve satın almak hoşuma gidiyor. Babamın da kendince antika eşyalarıyla çevirdiği bir köşesi var. Bu sevgi genetik sanırım. Kadıköy dışında sosyalleşmek üzere dışarı çıktığım pek söylenemez. Mümkünse görmediğim şehirler ve ülkeler gezmek ilgimi çeker. Karantina sürecinde How I Meet Your Mother dizisini bitirdim. Şu anda da Friends‘i bitirmek üzereyim.
- Çok özlediğin bir şey var mı hayatta Ufuk?
Eski zamanları ve duyguları özlerim. Belki de hepimiz özleriz, değil mi? Muhtemelen 10 sene sonra bu zamanları özleyeceğiz…
- İlk besten ve ünlendiğin, herkesin dilinden düşmeyen, hatta Twitter, Instagram gibi sosyal mecralarda çok konuşulan “Ay Tenli Kadın” isimli şarkını 17 yaşında yazmışsın! Neler hissediyordun o zamanlarda? Sana bu şarkıyı yazdıran neydi?
Bilemiyorum… Bu o zamanlar benim için öğrendiğim birkaç akorla şarkı yapmaya çalışma girişiminden öte değildi aslında! Uzun yıllar kenarda beklemiş, demlenmiş bir şarkıydı. Bazen düşününce çok garip hissettiriyor 17 yaşında yazmış olmam…
- Daha sonra daha fazla konserlerde dinleyicilerinle buluşma fırsatın oldu, onların da seninle tabii… Sahneye çıkmadan önce bir rutinin var mı peki?
En büyük rutinim konser öncesi konser alanına gelmiş olmak sanırım! Özel rutinleri veya keskin kararları olan biri değilimdir pek.
- “Ay Tenli Kadın” şarkını söyleyen bir genç gördün, yanına gidip sen de şarkıya eşlik ettin… Herkesi de mest ettin tabii! O akşamdan biraz bahseder misin rica etsem?
O akşamla ilgili duygularım çok enteresandı, bir videoda da paylaşmıştım hatta… Derdim yalnızca açık bir tekel bulup bira almaktı! Sesi duyunca sese doğru gittim. Normalde anı yakalamak adına telefonuna sarılan biri de değilimdir pek ama o an içimden öyle geldi. İyi ki öyle gelmiş! Çok duygusal ve çok içten bir andı benim için.
Antikaları sevdiği gibi, plakları da seviyor… Çünkü “plak deneyimi yaşayarak müziği dinlemek tarifsiz bir duygu!”
- İyi bir plak kolleksiyoneri olduğunu okumuştum… En sevdiğin plağın hangisi? Nereden geliyor plak sevgin?
Kariyerime baktığınızda da görebileceğiniz üzere; hala albüm müziğine inanan deli birisiyim… Yıl 2020, ama bence; plak şeklinde bazı albümlere sahip olmak, plak deneyimi yaşayarak müziği dinlemek tarifsiz bir duygu! Plaklarımı ise birbirinden ayırmak mümkün değil, hepsi özenle seçerek satın aldığım plaklar…
- Türk halk müziğine ve Türk Ozanlarına karşı farklı bir ilgi duyduğunu biliyoruz. Türkü coverlamak gibi bir projen var mı?
Resmi olarak hiçbir türküyü yapıp yayınlamadık ama konserlerimizde “Mecnunum Leylamı Gördüm” türküsünü bambaşka bir stilde yorumluyoruz mesela! Belki bu türkü veya başka bir türküyü de resmi olarak yayınlarız ilerideki zamanlarda…
- Akustik adam ve Dilhan Şeşen ile düet yaptın… Başka isimlerle yeni düetler bizleri bekliyor mu?
Şimdilik herhangi bir düet projesi yok. Şubat’ta Kristal Oda‘yı yayınladık ve malum sebeplerden dolayı daha albümümüzün lansman konserlerini dahi yapamadık. Şu aşamada yeni projeden ziyade, yarım kalan işimizi tamamlamak dileğimiz.
- Şarkılarını yeni isimler coverladığında neler hissediyorsun?
Sosyal medyada denk geliyorum bazen, içten içe gururunuzu okşayan bir durum tabii ki. Çok mutlu oluyorum.
“Şehir şehir gezip, o şarkıları insanlara çalmak, albümü beraber büyütmek isterdik.”
- Son çıkardığın albümün “Kristal Oda” sence dinleyiciye neler hissettirdi? Sen ne hissediyorsun?
Dinleyiciye neler hissettirdi bilemiyorum çünkü sadece o albümü iki konserde çalabildik! Gelen mesajlardan takip edebiliyorum yalnızca… Ayrıca albümle ilgili çok büyük talihsizlik olduğunu düşünüyorum. Tüm albüme büyük emek ve zaman harcadık, üstelik albüm yapmanın çılgınlık olduğu böyle bir dönemde bunu başardık fakat yüzüstü bırakılmış gibi hissediyorum maalesef. Tabii ki boşa yapılmış gibi değil ama albümün heyecanını yaşayamadan dünya çalkalandı. Şehir şehir gezip, o şarkıları insanlara çalmak, albümü beraber büyütmek isterdik… Umarım daha geç olmadan bunu yapmaya başlayabiliriz.
- Son olarak Karma Türkiye okurlarına birkaç cümle söylemeni rica etsek…
Kendi ve çevrenizdeki insanların sağlığına dikkat edin. Ve oturup Kristal Oda‘yı dinleyin! 🙂 Sorularınız için teşekkürler…