kapak

Aşkın, Devrimin, Acının Kadını: Frida Kahlo’nun Bilinmeyen Hikayesi

Aygün Akdağ

Frida Kahlo, Meksika’nın ve belki de dünyanın en büyük ressamlarındandı. Kahlo’nun hayatı ve eserleri de birçok sanatçı gibi acı ve sebatın yolundan geçmişti… Dolayısıyla; sanatçının ayrıntı ve kişisel ikonografiyle zengin, en sevilen tablolarını daha derinden görebilmek için Kahlo’nun nasıl yaşadığına ve sanat dolu hikayesine bir bakmak gerek!

Frida Kahlo, aynı evde doğup öldü.

Frida kahlo

Kahlo 6 Temmuz 1907’de rengarenk dış yüzeyi nedeniyle “La Casa Azul” adı ile bilinen bir binada hayata gözlerini açtı. Kahlo, annesi tarafından yetiştirildi. Ayrı olmalarına rağmen babası da büyük desteklerde bulundu. Aradan uzun zaman geçtikten sonra Meksikalı eşi, büyük aşkı Diego Rivera, Frida Kahlo için bu evi satın aldı. 1954 yılında, henüz 47 yaşında iken Kahlo yine bu evde hayata gözlerini yumdu…

La Casa Azul; 1958 yılında Diego Rivera tarafından Frida Kahlo müzesi’ne çevrildi. İçerisinde Kahlo’ya ait eserler, hayatını anlatan kişisel eşyalar, eşi ile yaptığı sanat eserleri ve küllerinin içerisinde olan vazo’da dahil Kahlo’ya ait olan her şey bulunmakta.

Yaşadığı kaza; Frida’nın hayatında büyük izler bıraktı.

kahlo

Henüz 18 yaşındayken, erkek arkadaşı Alex Gomez ile birlikte bir otobüse binen Kahlo, yolculuk sırasında otobüsün tren yolu üzerinden geçerken trenin çarpması sonucunda ölümle burun buruna geldi.

Yaşadıkları trajediyi anlatan Alex Gomez otobüsün parçalara ayrıldığını ve bu parçalardan birinin Kahlo’nun bedenini parçaladığını söylemişti…

Kazada Kahlo’nun bir çok yeri kırılırken, ömrünün büyük bir kısmını bu ağrılardan dolayı yatağa bağlı bir şekilde geçirdi. Yatakta geçirdiği sürecin depresyon kısmını atlatmasının ardından Kahlo, babasının boya fırçasını aldı. Annesi, yatakta çalışabilmesini sağlayacak özel bir tuval ayarladı. Ve Kahlo, resim çizmeye başladı.

Hayatı boyunca yaşadığı zorluklardan söz ederken Kahlo, şöyle söyledi:

“Günün sonuna geldiğimizde, umduğumuzdan daha çok zorluğa dayanıyoruz.”

Frida Kahlo aslında doktor olmayı istiyordu!

frida-kahlo

Henüz küçükken Kahlo çocuk felci geçirdi, sonucunda da sağ bacağı kötüleşti. Bu olay, Kahlo’da ilacın iyileştirici etkisine karşı bir ilgi uyandırdı. Ne yazık ki tren kazasında aldığı yaralar, genç Frida’yı tıp okuma planlarından vazgeçmeye zorladı…

Yaşadığı bütün acılar, sanatını şekillendirdi.

Hayatı boyunca kangrenle sonuçlanan bir vaka nedeniyle ayağının kesilmesi dahil 30 defa ameliyat geçirdi. Bedeninin bu hassas yapısına olan hayıflanışını, çatlamış omurgasını gösteren Kırık Kolon ve doktorunun zorla beslenmesini uygun gördüğü acılı bir dönemi yansıttığı Umutsuz eserlerinde ifade etti. Bunlardan ikinci tablonun arkasına şöyle bir not yazdı:

“En son umut bile kalmadı içimde… Karnımda ne varsa, her şey, zamanla hareket ediyor.”

Evlendi, ama nasıl?

1Frida kahlo

Diego Rivera ile tanıştığında henüz bir öğrenciydi. Rivera’nın ise zaten dört çocuğu vardı ve ikinci defa boşanmanın arifesindeydi. 20 yıllık bir yaş farkına rağmen ikili kısa sürede birbirinden hoşlandı ve sonucunda da Rivera, ikinci eşinden de ayrılarak 1929 yılında Kahlo ile evlendi.

Bunun üzerine çift, sanat konusunda artık birbirinin en büyük hayranı ve destekçisi oldu. Ne var ki 10 yıllık evlilikleri, her iki tarafın da öfke nöbetleri ve sadakatsizliğiyle yıprandı…

Nitekim 1939 yılında boşandılar. Ancak bir yıl sonra, hasret ve tutkuyla, yeniden evlendiler. Self-Portrait with Thorn Necklace and Hummingbird, The Two Fridas, The Love Embrace of The Universe gibi tabloları; ilişkilerini Kahlo’nun bakış açısından cesurca yansıttı.

Kahlo, daima feminist bir ikon olarak görüldü.

feminist kahlo

Zamanında kimileri, bu tutkulu ressamı “Duvar Resimcisi Bey Diego Rivera Karısı” olarak dikkate almadıysa da Kahlo’nun yaratıcı sanatı, Pablo Picasso ve film yıldızı Edwatd G. Robinson’ın dikkatini çekti. Ölümünün ardından 1970’lerde feminizmin yükselişi, sanatçının eserlerine yeni bir ilgi alevlendirdi. 

Feminist teorisyenler Kahlo’yu, kadınlık deneyimine ışık tuttuğu derinden kişisel portreleri dolayısıyla benimsedi. Benzer şekilde, övünç duyduğu doğal tek kaşı ve bıyıklarıyla da gösterdiği üzere, başkalarının atfettiği sıfatlarla tanımlanmayı reddedişi ve kendine olan tuhaf aşkı, cinsiyet rollerine ve bedenle barışık olmaya yönelik modern feminist düşüncelere hitap etti.

Kalbi ve bedeni kırıklarla dolu olmasına rağmen Kahlo, güçlü duruşuyla beraber, muazzam eserleriyle sanatın en bilinen isimlerinden biri oldu.

“Ben aşkın, acının ve devrimin kadınıyım!”

Yorum Yaz

Diğer Yazılar

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanıyoruz. karmaturkiye.com'u kullanarak çerezlere izin vermiş olursunuz.

Tamam