“Müziğin içine girilmez: o zaten içimizdedir. O yalnızca var olan şeyleri ortaya çıkarır, belki de içinizde olduğunu bilmediğiniz duyguları hissetmenizi sağlar ve her yeri dolaşarak bütün duyguları uyandırır. Adeta yeniden doğmak gibidir” demiş Matt Haig.
Sahiden müzik, türü ve şekli ne olursa olsun, hepimizi aynı şekilde mi etkiler?
Müzik; Yunan mitolojisinden dilimize geçen bir kelimedir.
İlham perileri olan “Müz“lerin adından geldiği söylenir…
Müzik ya da musiki, genel tanımı ile sesin biçimlenmiş ve anlamlı titreşimler kazanmış halidir. Başka bir deyiş ile, sesin ve sessizliğin belirli bir zaman aralığında ifade edildiği sanatsal bir formdur.
Aynı zamanda sosyolojik, akustik, politik ve psikolojik olmak üzere birçok açıdan incelenebilir ve tabiri caizse, yediden yetmişe herkesin ruh halini aynı yahut farklı şekillerde etkileyebilir.
Müzikten etkileniş düzeyimiz, vücudumuzun aritmetiğine göre değişiklik gösterir.
Yani, genlerimizde bir yerlerde müzik tutkusu olabilir!
Beyniniz, diğer insanlara göre “biraz daha fazla” ağ örmüş
Araştırmalara göre, türü ne olursa olsun, nerede ve ne zaman olduğu fark etmeksizin; bazılarımız müzikten “biraz daha fazla” etkileniyoruz. Müzik dinleme tutkusu olanlar, dikkat! Bunun biyolojik nedenleri ve temelleri var.
Journal Social Cognitive and Affective Neuroscience’ın araştırmasındaki araştırmacılar, müzik dinlerken tüylerinin diken diken olduğunu söyleyen ve hiç etkilenmediğini söyleyen 20 farklı öğrenciyi inceledi. İki farklı grup olarak ele alınan öğrenciler üzerinde DTI, MRI gibi beyin fonksiyonlarını gösteren incelemeler yapıldı.
Müzikten etkilendiğini söyleyen insanların beyninde, işitsel bilgiler ile duyguları birbirine bağlayan daha fazla lif ağı mevcut!
Müzik, korku ve panik ile aynı frekansta!
Güney Kaliforniya Üniversitesi profesörü Matthew Sachs’a göre, beyinde daha fazla ağ olması, beynin bu iki bölümü arasındaki etkileşimin daha kuvvetli olmasını sağlıyor. Bu durum, müzik dinlerken çok fazla etkilenen ve tüyleri diken diken olan insanların, normalde de diğer insanlara göre daha duygusal olduğunu gösteriyor…
Texas A&M College of Medicine’da görev yapan bir başka profesör William Griffith, korktuğumuzda vücudumuzun adrenalin hormonu salgıladığını ve bu hormonun uyarıcıdan kaçmamıza ya da onunla savaşmamıza neden olduğunu söylerken ekliyor: İlginç şekilde bir sinema filmi izlerken ya da müzik dinlerken de bu hisse kapılıyoruz!
Dinlenilen müziğe karşı gösterilen ise tepkiler genellikle kişiye özgü…
Ayrıca müzik dinlemeyi seven bu insanlar genellikle sakinleşmek, pozitif ruh haline bürünmek ya da melankoli gibi duyguları daha yoğun hissetmek için dinlediğini söylüyor. “Gönlümüz” ve beynimiz, birbirini tamamlıyor.
Özetle, “konsantrasyon müzikleri”, “anne karnında bebeğe dinletilecek müzikler”, “akustik pop” gibi binlerce çeşit müzik; çoğu zaman işe yarıyor…
