özcan deniz

Yönetmenliğini Özcan Deniz’in Yaptığı 5 Film

Suna Simge Çakmak

Türk şarkıcı, besteci, oyuncu ve yönetmen Özcan Deniz 1972 yılında Ankara’da dünyaya geldi. 1977 yılında ailesinin Aydın’a göç etmesiyle çocukluğunu ve gençliğinin ilk döneminde Aydın’da yaşadı. Eğitimi süresince, kendi yazdığı küçük hikayeleri oyunlaştırarak, arkadaşları ile kurduğu küçük amatör tiyatro topluluğu ile çevre yörelere turneler yaptı. Bu yıllarda müziğe olan yatkınlığını da keşfetti…

1985 yılında ilk orkestra çalışmasını yaptığı Aydın’da kısa sürede tanınan Özcan Deniz aranılan bir orkestra solisti oldu. Ardından İzmir ve Antalya’da sahne aldı… Aydın’ın Sultanhisar ilçesinde düzenlenen geleneksel ses festivaline katılıp birincilik ödülünü alınca, hedefinde İstanbul’a gelme hayalleri oluşmaya başladı ve önünde sonunda İstanbul’a geldi.

İlk albüm çalışmasını 1992 yılında yaptı ve Yine Ağlattın Beni isimli albümünü piyasaya çıkarttı. 1993 yılında yaptığı Meleğim adlı albümü ile adından sıkça söz ettirmeye başladı. Onu 1994 yılında Beyaz Kelebeğim albümü takip etti. Art arda çıktığı televizyon programlarında sinema camiasının da oldukça dikkatini çekti… 1994 yılında Türk sinemasının duayenlerinden Memduh Ün‘ün Ona Sevdiğimi Söyle adlı filminde oynayarak, ilk sinema deneyimini gerçekleştirdi.

Sırasıyla “Çoban Yıldızı”, “Aslan Gibi”, “Leyla”, “Ses ve Ayrılık”, “Hediye” albümlerini çıkardı, 2009 yılında “Sevdazede” isimli albümünü çıkarttı. Mercan Dede’nin “Su” albümünde ve “3 Hürel Şarkıları” başlıklı albümde birer şarkıyla yer aldı.

1999 yılında, öyküsünü kendi yazdığı “Aşkın Dağlarda Gezer” adlı televizyon dizisi ile ekranlara çıktı. 2002 yılında efsane dizi “Asmalı Konak” ile müzikte yakaladığı başarılı kariyeri, oyunculukta da yakaladı. 2004 yılında “Haziran Gecesi“, 2007 yılında “Kader“, 2008 yılında “Aşk Yakar” adlı projelerde yer aldı. Daha sonra “Samanyolu” adlı dizi ile televizyon izleyicilerinin evlerine konuk oldu.

Müzik ve televizyon dizileri çalışmaları ile birlikte, sinema filmi çalışmaları da devam etti. 1994’te çektiği Ona Sevdiğimi Söyle‘den sonra 2002 yılında “Kolay Para“, 2003 yılında “O Şimdi Asker”, “Asmalı Konak: Hayat”, 2004 yılında öyküsü kendisine ait “Neredesin Firuze“, 2006 yılında “Keloğlan Kara Prense Karşı“, 2008 yılında “Mevlana: Aşkın Dansı” adlı belgesel ile sinemaseverlerle buluştu.

2011’de senaryosunu kaleme aldığı “Ya Sonra” başlıklı sinema filmi ile bu kez yönetmenlik koltuğuna kendisi vardı. 2012 yılında 11. albümü “Bi’ Düşün” ile müzik hayatına devam ederken, son olarak yönetmenliğini Yeşim Ustaoğlu‘nun üstlendiği “Araf” filminde kamyon şoförü Mahur karakterini üstlendi. Yine yönetmenliğini üstlendiği ikinci sinema filmi “Evim Sensin” ile 2 Kasım’da sevenleriyle buluşmuş olup birçok dalda ödüle layık görüldü.

Şarkıcılık, oyunculuk ve senaristliğin ardından yönetmenliğiyle yükselişe geçen şahane sanatçı Özcan Deniz’in film macerasını başından sonuna kadar gelin, şimdi, birlikte inceleyelim.

Ya Sonra (2011)

Film, evliliğin aşkı sıradanlaştırması fikrinden yola çıkarak bize “birbirine çok aşık bir çift evlendikten sonra ne olur?” sorusunu yönelterek başlıyor. Günümüz modern kent çiftlerinin pek çoğunun yaşadığı ilgisizlik, ihmalkarlık, hatta bencillik sorunlarına eğilmesini umduğumuz senaryo akışı, “ya sonra?” sorusuna yerinde cevaplar aramaktansa, evliliklerinin yedinci yılını dolduran Adem ve Didem çiftinin birikmiş meseleler üzerinden ipleri kopartmasına odaklanıyor. Arada geçen yedi yılda neler yaşandığını, susup susup patlama noktasına gelen, sabırlı eş Didem’in (Deniz Çakır) çıkarttığı tartışmalardan ve nihayetinde kariyerini sürdürmesi için evden ayrılmasından anlıyoruz. Esas kızımız Didem, kariyerinin en önemli iş fırsatı olarak gördüğü teklifi ‘kocasının lafına rağmen’ reddetmiyor. Fakat kendine güvenen bir kadın olarak idealleri için diretmesi, aşkla kurduğu evliliğine mal oluyor!

Evim Sensin (2012)

Film, Fahriye Evcen‘in başarıyla canlandırdığı Leyla karakterinin, ailesini çiğneyerek yaşadığı ilişkide büyük hayal kırıklığına uğraması sonucu kendisini babasına zar zor affettirmesi ile açılıyor… Bu noktadan sonra yeni bir ilişkiye zor gireceğini, güven sorunları yaşayacağını, üstelik babasını üzmemek adına daha bilinçli tercihler yapacağını tahmin ettiğimiz Leyla karakteri, düşündüğümüzün aksine pat diye İskender adlı karaktere (Özcan Deniz) aşık oluveriyor, geçmişini, kim olduğunu sorgulamadan tüm benliğiyle akıyor karşı tarafa. Babası da onun birine aşık olduğunu anlar anlamaz İskender’e baskı yapmaya başlıyor evlenmek için! Bu baskılar üzerine çok basmakalıp bir biçimde öğreniyoruz ki asıl yaralı olan, güven sorunu olan İskender karakteri… Çünkü ailesi onu terk etmiş, hiçbir zaman bir evi, güvenecek bir kimsesi olmamış… Filmin açılışında uzun uzun Leyla’nın geçmişini öğrenmişken, ilerleyen dakikalarda ise bu kez İskender’in geçmişine yönelmek durumunda kalıyoruz. Sonra ikisinin de geçmişleri şimdiki hayatlarına yansımaya, sızmaya başlıyor tesadüfi benzer zamanlarda. Eski yeşilçam filmlerini hatırlatan, bol acılı aşk ve imkansızlıklar üzerine çekilen Türk filmlerini seven kitle; bu filme de bayılmıştır diye düşünüyoruz!

Su ve Ateş (2013)

Uçakta başlayıp Londra sokaklarında devam eden ve sıkıştırılmış bir TV dizisi kıvamındaki ilerleyen film, ilk yarısı boyunca oldukça güzel Londra manzaraları izletiyor. Bu vesileyle Londra’da son derece etkin bir Mardin aşireti olduğunu da hayretle görüyoruz… Öyle ki herkesin silah taşıdığı, bazı hastanelerin ve doktorların bile aşiretin kontrolünde olduğu bambaşka bir İngiltere var karşımızda. Asmalı Konak dizisindeki Seymen Ağa karakteri gibi bir karakter seyrediyoruz: Haşmet! Haşmet’in biricik aşkı Yağmur ise bir Ege kasabasından kopup İngiltere’ye gelmiş bir kadın… İkilinin Yeşilçam filmlerinden fırlamış gibi birbirlerine dokunmaya bile kıyamayan halleri insanın içini ısıtıyor. Fakat filmin sürprizlerini bolca açık eden fragmanından da biliyoruz ki her şey böyle tozpembe devam etmiyor…

İkinci Şans (2016)

Baş rollerinde Nurgül Yeşilçay ve Özcan Deniz‘in yer aldığı filmin senaristliğini ve yönetmenliğini de Özcan Deniz üstleniyor… Çekimlerinin büyük bölümü İstanbul’da gerçekleştirilen filmin oyuncu kadrosunda ayrıca Mesut Can Tomay, Afra Saraçoğlu, Berrin Arısoy Akhasanoğlu, Fulya Şirin, Anıl Altınöz, Aybike Turan, Duygu Çelebi ve Füsun Erbulak da yer alıyor. Güneşin altında anlatılacak yeni bir şey kalmamış olsa da, mesele artık nasıl anlattığınızda düğümleniyor; nefretle başlayan klişe bir aşk hikayesi de diyebilirsiniz bu film için; finali muhteşem de diyebilirsiniz; ama sinema filmi değil diyemezsiniz! Karakterlerini ve hikayesini geride bırakmadan ilerleyen İkinci Şans, sinemada taptaze bir gül gibi yerini alıyor.

Öteki Taraf (2017)

Özcan Deniz bu kez tek başına yaptığı uyarlamada bize tuhaf bir hikaye sunuyor… Hikayede; başarılı iş adamı Çetin, birçok maceradan sonra demir attığı sakin limanda yeni sevgilisi Ece’yle evlenmeyi kurmaktadır. Ama nedense kadına birtürlü açılamaz, evlilik teklifini yapamaz. Bu arada işindeki hırslı, çekici ve güçlü patronu Sara ile yakınlaşır. Ama bu sadece iş icabıdır, ötesi yoktur. Ne var ki Ece bunu ciddiye alır. Ve bir süre onun hayatından çekip gitmeyi planlar.
Ama bunu öylesine beceriksiz, hatta akıl dışı biçimde yapar ki… Artık geri dönmesi ve hayatının aşkına kavuşması imkansız gibi olur. Bu özet daha çok bir aşk filmi ve bir duygusal üçgen hikayesi gibi oldu. Elbette o da var. Ama aslında bir gerilim bu…Öyle-böyle de değil. Hem gizemli bir evin sakladığı müthiş sır… Hem çok yaşlı bir kadının (sevgili Ayten Uncuoğlu) bellek gel gitleri… Hem de tümüyle zıt iki kadının, biri iyiliği, ötekiyse kötülüğü temsil eden iki dişinin ölümcül ve hatta ölüm – ötesi mücadelesi.

Yorum Yaz

Diğer Yazılar

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanıyoruz. karmaturkiye.com'u kullanarak çerezlere izin vermiş olursunuz.

Tamam